Yunanistan'ın Hikâyesi Grexit
Yeni hafta ile yılın ikinci yarısına başlamaya hazırlanan uluslararası piyasaların odak noktasında, hafta sonu yaşanan yeni gelişmeler ile birlikte Yunanistan yer almaya devam ediyor. Kreditörleri ile Yunanistan reform listesi üzerinde ortak bir sonuca hafta sonu da ulaşamadı ve Atina Yönetimi 5 Temmuz’da referanduma gitme kararı aldı. Euro Bölgesi ve Yunanistan için, karşılıklı atılan adımlar ile kritik bir viraja girildiğini söyleyebiliriz. Görünen o ki Temmuz ayının ilk haftalarında da ağırlıklı olarak Avrupa’da Yunanistan gündemi izlenecek ve bazı kritik sorular öne çıkacak.
“Önce ‘Temerrüt’ sorusu”
Yaklaşık dört aydır kreditörleri ile reform listesi üzerinde çalışan Yunanistan, bir anlaşma sağlayarak kurtarma programının taksitine ulaşmayı, böylelikle borçlarını daha rahat ödemeye devam etmeyi amaçlıyordu. Ancak Ocak ayındaki seçimler ile göreve gelen Syriza hükümeti, anlaşma için bazı kırmızı çizgiler çekti ve kreditörler de bu şartlar ile reform listesi üzerinde uzlaşma sağlanmasının zor olduğunu belirttiler. Aylarca süren müzakereler ile Yunanistan’ın yeni fonlara ulaşmasını sağlayacak reform listesi üzerinde fikir birliği sağlanamadı ve Yunanistan’ın 30 Haziran’da IMF’ye yapması gereken ödemesi tehlikeye girdi. Atina Salı günü büyük ihtimalle IMF’ye olan ödemesini yapamayacak.
Birçoklarına göre yükümlülüklerin zamanında yerine getirilememesi “temerrüt”, yani iflas olarak tanımlanıyor. Ancak IMF’nin 30 Haziran sonrasında Yunanistan’ın durumunu hemen “temerrüt” olarak adlandırmayabileceğini söyleyebiliriz. Kuruluş, “Gecikmiş ödeme” ifadesini kullanarak Yunanistan’ın ödemesini geç de olsa yapması için bekleyebilir. Ancak Yunanistan Başbakanı Çiprası’ın referandum duyurusunu yapmasının ardından ATM’lere koşan halk ve geride kalan hafta ülkeye ilişkin artan riskler ile Yunan bankalarından sermaye çıkışlarının sertleşmesi, zaten ülkede bir “güven” tartışması yapılmasını çok gerekli kılmıyor. Mevcut durumda Yunanistan için belirsizlik en üst düzeyde ve ülkenin geleceği konusunda ortada şimdilik senaryolardan başka bir şey yok.
“Sermaye kontrolleri”
Yunanistan halkı Pazartesi günü ile farklı bir ülkeye uyandı. Borsa ve bankalar kapalı, ATM’lerde para kalmamış, kalanlarından ise en fazla 60 Euro çekilebiliyor. Kreditörleri ile anlaşamayan Yönetim, olası uzlaşmanın detaylarını referanduma götürme kararı alırken, bankalardan sermaye çıkışını kısıtlamak için bir dizi önlem açıklamış ve ülkelerinin Euro Bölgesi’nden ayrılacağı konuşuluyor. Bunun yanında, Avrupa Birliği Komisyonu’nun onay verdiği sermaye kontrollerinin etkisini azaltmak için devletin çalıştırdığı toplu taşıma hizmetlerinin 6 Temmuz’a kadar bedava olacağı açıklandı. Ancak tüm bu yaşananlar, ülkede durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.
“5 Temmuz ne anlama geliyor”
En çok merak edilen konulardan bir tanesi, 5 Temmuz’da halka ne sorulacağı diyebiliriz. Kreditörlerin sunduğu reform listesinin kabul edilip edilmemesi yönünde bir referandum yapılacaksa, bu noktada halkın büyük çoğunluğunun “Hayır” oyu kullanacağı düşünülüyor. Bu gibi bir durumda ise Yunanistan Euro Bölgesi’nden ayrılacak gibi görünüyor. Eğer referandum, “Yunanistan Euro Bölgesi’nde kalsın mı, yoksa ayrılsın mı?” sorusu ile yapılırsa, bu durumda ise halkın, parasal birliğin bir parçası olmayı seçeceği düşünülüyor. Yani “Evet” oyu ve reform listesi kabul edilsin anlamı öne çıkıyor. İlerleyen günlerde referandum için ayrıntılar yapılan açıklamalar ile daha belirgin olacaktır.
Değerlendirmeler incelendiğinde, Yunan halkı daha fazla kemer sıkmak istemiyor ancak Euro Bölgesi’nden de ayrılmak istemiyor diyebiliriz. Bunun ise çok olası bir durum olmadığını görüyoruz. Çünkü gerek AB Komisyonu, gerekse Eurogroup yetkililerinden yapılan açıklamalarda, ilgili borç sorunundan söz edilirken, “Anlaşma ve Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nde kalmasını istiyoruz” şeklindeki değerlendirmeler dikkat çekmişti. Yani Avrupalılar, Yunanistan’ın borçlarını ödememesi ya da reform listesini kabul etmemesi ile ülkenin Euro Bölgesi’nden ayrılmasını birbirinden ayrı tutmuyor.
“Olası bir Grexit sonrası ne olacak?”
29 Haziran Pazartesi günü yapılan açıklamalara göz attığımızda, her ne kadar hafta sonu anlaşma sağlanamamış ve referandum kararı alınmış olsa da, Avrupalı yetkililer henüz her şeyin bitmediği yönünde açıklamalar yaptılar. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, “Atina ile müzakerelerin yeniden başlamasını umuyoruz” şeklinde konuştu. Yani bir uzlaşma olasılığı küçük de olsa halen var. Peki taraflar yeniden masaya oturmaz ve 5 Temmuz’daki referandumdan anlaşma karşıtı bir sonuç çıkarsa ne olur? Yani Grexit (Greece – Exit) mümkün mü?
Aslında kimse Euro Bölgesi’nden bir ülkenin nasıl ayrılacağını bilmiyor. Daha önce hiç bu gibi bir durum olmamış ve nasıl olacağını anlatan bir hukuksal düzenleme de yok. Euro Bölgesi kurulurken, kimse bir ülkenin parasal birliği terk edeceğini düşünmemiş veya düşünmek istememiş gibi görünüyor. Ancak Yunanistan’ın bir şekilde Euro Birliği’nden ayrılması durumunda, ekonomistler bunun sorunlu ülke için hiç iyi bir şey olamayacağını yönünde fikir birliği içerisinde diyebiliriz. Diğer yandan, Euro Bölgesi de prestij kaybı yaşayarak, “Birlik” adına bir yara alabilir. Yunanistan’ın Euro’dan çıkmasının, Euro Bölgesi için olumlu olacağını düşünenler de var. Zayıf halkanın zincirden çıkarılması sonrasında daha güçlü bir Euro Bölgesi oluşacağı yönünde bir algı öne çıkarsa, bu ortak para kullanan ülke ekonomileri için pozitif olabilir. Tabi ki Yunanistan’ın çıkışının diğer borç yükü yüksek ülkelere doğru bulaşıcı bir etki yaratmayacağı varsayımı altında. Toplam Euro Bölgesi’nin %3’ü civarındaki Yunanistan’ın birlikten ayrılmasının yanında, bunun diğer ülkelere bir örnek teşkil etmesi daha büyük bir tehlike olabilir ki, piyasaların da Euro Bölgesi adına korktukları asıl nokta bu diyebiliriz. Euro’nun çöküşünün, yeni bir uluslararası kriz yaratma potansiyeli oldukça yüksek.
“Önce ‘Temerrüt’ sorusu”
Yaklaşık dört aydır kreditörleri ile reform listesi üzerinde çalışan Yunanistan, bir anlaşma sağlayarak kurtarma programının taksitine ulaşmayı, böylelikle borçlarını daha rahat ödemeye devam etmeyi amaçlıyordu. Ancak Ocak ayındaki seçimler ile göreve gelen Syriza hükümeti, anlaşma için bazı kırmızı çizgiler çekti ve kreditörler de bu şartlar ile reform listesi üzerinde uzlaşma sağlanmasının zor olduğunu belirttiler. Aylarca süren müzakereler ile Yunanistan’ın yeni fonlara ulaşmasını sağlayacak reform listesi üzerinde fikir birliği sağlanamadı ve Yunanistan’ın 30 Haziran’da IMF’ye yapması gereken ödemesi tehlikeye girdi. Atina Salı günü büyük ihtimalle IMF’ye olan ödemesini yapamayacak.
Birçoklarına göre yükümlülüklerin zamanında yerine getirilememesi “temerrüt”, yani iflas olarak tanımlanıyor. Ancak IMF’nin 30 Haziran sonrasında Yunanistan’ın durumunu hemen “temerrüt” olarak adlandırmayabileceğini söyleyebiliriz. Kuruluş, “Gecikmiş ödeme” ifadesini kullanarak Yunanistan’ın ödemesini geç de olsa yapması için bekleyebilir. Ancak Yunanistan Başbakanı Çiprası’ın referandum duyurusunu yapmasının ardından ATM’lere koşan halk ve geride kalan hafta ülkeye ilişkin artan riskler ile Yunan bankalarından sermaye çıkışlarının sertleşmesi, zaten ülkede bir “güven” tartışması yapılmasını çok gerekli kılmıyor. Mevcut durumda Yunanistan için belirsizlik en üst düzeyde ve ülkenin geleceği konusunda ortada şimdilik senaryolardan başka bir şey yok.
“Sermaye kontrolleri”
Yunanistan halkı Pazartesi günü ile farklı bir ülkeye uyandı. Borsa ve bankalar kapalı, ATM’lerde para kalmamış, kalanlarından ise en fazla 60 Euro çekilebiliyor. Kreditörleri ile anlaşamayan Yönetim, olası uzlaşmanın detaylarını referanduma götürme kararı alırken, bankalardan sermaye çıkışını kısıtlamak için bir dizi önlem açıklamış ve ülkelerinin Euro Bölgesi’nden ayrılacağı konuşuluyor. Bunun yanında, Avrupa Birliği Komisyonu’nun onay verdiği sermaye kontrollerinin etkisini azaltmak için devletin çalıştırdığı toplu taşıma hizmetlerinin 6 Temmuz’a kadar bedava olacağı açıklandı. Ancak tüm bu yaşananlar, ülkede durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.
“5 Temmuz ne anlama geliyor”
En çok merak edilen konulardan bir tanesi, 5 Temmuz’da halka ne sorulacağı diyebiliriz. Kreditörlerin sunduğu reform listesinin kabul edilip edilmemesi yönünde bir referandum yapılacaksa, bu noktada halkın büyük çoğunluğunun “Hayır” oyu kullanacağı düşünülüyor. Bu gibi bir durumda ise Yunanistan Euro Bölgesi’nden ayrılacak gibi görünüyor. Eğer referandum, “Yunanistan Euro Bölgesi’nde kalsın mı, yoksa ayrılsın mı?” sorusu ile yapılırsa, bu durumda ise halkın, parasal birliğin bir parçası olmayı seçeceği düşünülüyor. Yani “Evet” oyu ve reform listesi kabul edilsin anlamı öne çıkıyor. İlerleyen günlerde referandum için ayrıntılar yapılan açıklamalar ile daha belirgin olacaktır.
Değerlendirmeler incelendiğinde, Yunan halkı daha fazla kemer sıkmak istemiyor ancak Euro Bölgesi’nden de ayrılmak istemiyor diyebiliriz. Bunun ise çok olası bir durum olmadığını görüyoruz. Çünkü gerek AB Komisyonu, gerekse Eurogroup yetkililerinden yapılan açıklamalarda, ilgili borç sorunundan söz edilirken, “Anlaşma ve Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nde kalmasını istiyoruz” şeklindeki değerlendirmeler dikkat çekmişti. Yani Avrupalılar, Yunanistan’ın borçlarını ödememesi ya da reform listesini kabul etmemesi ile ülkenin Euro Bölgesi’nden ayrılmasını birbirinden ayrı tutmuyor.
“Olası bir Grexit sonrası ne olacak?”
29 Haziran Pazartesi günü yapılan açıklamalara göz attığımızda, her ne kadar hafta sonu anlaşma sağlanamamış ve referandum kararı alınmış olsa da, Avrupalı yetkililer henüz her şeyin bitmediği yönünde açıklamalar yaptılar. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, “Atina ile müzakerelerin yeniden başlamasını umuyoruz” şeklinde konuştu. Yani bir uzlaşma olasılığı küçük de olsa halen var. Peki taraflar yeniden masaya oturmaz ve 5 Temmuz’daki referandumdan anlaşma karşıtı bir sonuç çıkarsa ne olur? Yani Grexit (Greece – Exit) mümkün mü?
Aslında kimse Euro Bölgesi’nden bir ülkenin nasıl ayrılacağını bilmiyor. Daha önce hiç bu gibi bir durum olmamış ve nasıl olacağını anlatan bir hukuksal düzenleme de yok. Euro Bölgesi kurulurken, kimse bir ülkenin parasal birliği terk edeceğini düşünmemiş veya düşünmek istememiş gibi görünüyor. Ancak Yunanistan’ın bir şekilde Euro Birliği’nden ayrılması durumunda, ekonomistler bunun sorunlu ülke için hiç iyi bir şey olamayacağını yönünde fikir birliği içerisinde diyebiliriz. Diğer yandan, Euro Bölgesi de prestij kaybı yaşayarak, “Birlik” adına bir yara alabilir. Yunanistan’ın Euro’dan çıkmasının, Euro Bölgesi için olumlu olacağını düşünenler de var. Zayıf halkanın zincirden çıkarılması sonrasında daha güçlü bir Euro Bölgesi oluşacağı yönünde bir algı öne çıkarsa, bu ortak para kullanan ülke ekonomileri için pozitif olabilir. Tabi ki Yunanistan’ın çıkışının diğer borç yükü yüksek ülkelere doğru bulaşıcı bir etki yaratmayacağı varsayımı altında. Toplam Euro Bölgesi’nin %3’ü civarındaki Yunanistan’ın birlikten ayrılmasının yanında, bunun diğer ülkelere bir örnek teşkil etmesi daha büyük bir tehlike olabilir ki, piyasaların da Euro Bölgesi adına korktukları asıl nokta bu diyebiliriz. Euro’nun çöküşünün, yeni bir uluslararası kriz yaratma potansiyeli oldukça yüksek.