FOREX PİYASASI
Geride bıraktığımız hafta tarife savaşının en sıcak süreçlerinden birini karşımıza çıkardı. ABD oldukça sert bir tarife programı açıklamasının ardından özellikle Çin’e katı şekilde yüklendi. Hafta içinde düello şeklinde geçen misillemeler neticesinde Beyaz Saray Çin’e 145%’e varan tarifeler uygulanacağını açıkladı. Buna Çin’in cevabı ise 125%’e varan tarifeler oldu.
Çin’in 125% misilleme hamlesi yaptığı açıklama dikkat çekiciydi. Bundan sonraki ABD hamlelerini görmezden geleceklerini, çünkü bundan daha yüksek oranların ekonomik olarak bir anlam ifade etmeyeceği vurgulandı. Mevcut oranların bir ay öncesine göre hayal edilenden çok daha yüksek olduğu düşünüldüğünde bu açıklama makul görünüyor.
İyimser taraftaki gelişme ise ABD’nin Çin haricinde yüksek tarife uyguladığı ülkelere, müzakere alanı açmak için 90 gün süre tanınmasıydı. Avrupa Birliği de buna misilleme olarak hazırlayıp onayladığı tarife planını 90 gün süreyle askıya aldı.
Önümüzdeki süreçte müzakere olup olmayacağı ve bunun ne kadar sağlıklı ilerleyeceği tabi ki önemli olacak. Hatta orta vadede, Çin ile bir anlaşma sağlanamaması halinde bile Çin’in uydusu diyebileceğimiz Uzak Doğu ekonomilerinin köprü görevi görmesiyle tedarikte yaşanabilecek olası sorunların etkileri de azaltılabilir. Ancak bu konuda iyimser olabilmemiz için, Çin’in dahil olduğu bir plana ihtiyaç duyulacak gibi görünüyor.
Avrupa Merkez Bankası ECB, Mart ayında gerçekleştirdiği toplantıda, piyasa beklentisine paralel olarak üç ana faiz oranında 25 baz puanlık indirim kararı almıştı. Toplantı tutanaklarında, ABD’nin başlattığı tarife savaşının ve buna verilebilecek karşılıkların kısa vadeli enflasyon üzerinde yukarı yönlü riskleri artırabileceği endişesi yer almıştı. Tabi bu senaryonun yanı sıra, Avrupa’nın ABD’nin politikası nedeniyle bireyselleşme çabasıyla ortaya çıkan mali harcamayı artırma eğilimi de enflasyonda yukarı yönlü risk endişesini besleyen diğer bir etken.
Buna karşın Mart ayında Bölge enflasyonu 2,3%’ten 2,2%’ye geriledi. Özellikle de çekirdek enflasyonun 2,6%’dan 2,4%’e yavaşlaması Nisan ayındaki toplantıda faiz indirimi bekleyenler için cesaret vericiydi.
Tarife savaşlarının büyüme beklentileri üzerindeki baskı oluşturan etkisi faiz indirimi ihtimalini destekleyen başlıklardan bir diğeri. Mali harcamaların artırılmasına yönelik politikaların etkilerini bir süre göstergelerde göremeyeceğimiz için de, swap piyasalarının neredeyse kesin ihtimalle fiyatladığı 25 baz puanlık faiz indirimi senaryosu makul hale geliyor. GCM Yatırım Araştırma Departmanı olarak beklentimiz de bu yönde.
Toplantı öncesinde Ana refinansman oranı 2,65, mevduat faizi 2,50, marjinal borç verme faizi 2,90 seviyesinde bulunuyor.
Tarifelerin etkilerinin önümüzdeki aylarda anket ve fiyat göstergelerinde etkilerini hissettirmeye başlayabilir. Bu nedenle ECB’nin faiz kararı ardından ekonomik görünüme ilişkin yorumlarını yakından takip ediyor olacağız.
ZEW Ekonomik Hissiyat Endeksi Mart ayında 26 puandan 51,6 puana kadar yükselmişti. Bu da Şubat 2022’den bu yana en yüksek seviye olarak kayda geçmişti. Yapılan açıklamada, Almanya’nın mali politikasına ilişkin olumlu mesajların, özellikle de yeni mali pakete ilişkin anlaşmanın piyasanın iyimserliğini desteklediği belirtilmişti.
Ancak tarife gündemiyle birlikte endeksin Nisan ayında gerileme göstermesi bekleniyor. Cuma günü itibariyle piyasa beklentisi endeksin 10 puana gerileyebileceği yönünde.
New York Empire State İmalat Endeksi, Mart ayında bir önceki ay gördüğü pozitif bölgenin tekrar altına sarktı ve -20 puana ulaştı. Bu son bir yılın en düşük seviyesi olarak kayda geçti. Girdi fiyatları hızlı şekilde artmaya devam ederken, stokların da dahil olduğu bu iki kalem dışında gerileme görüldü.
Tarife gündemiyle birlikte imalat endeksinde çok güçlü bir toparlanma beklentisi bulunmuyor. Anketler Cuma günü itibariyle verinin -10 puan civarına toparlanabileceği beklentisini gösteriyor.
Kişisel tüketim için en önemli göstergelerden biri olan perakende satışların hala canlı kalması, büyüme ve enflasyon gibi önemli göstergelere ilişkin tahminler açısından önemli. Şubat ayında perakende satışlar önceki aya göre 0,2% artmıştı. Mart ayında artışın 1,4%’e kadar çıkması bekleniyor.
Çekirdek perakende satışlar Şubat’ta bir önceki aya göre 0,3% artarken, Mart ayında artış oranının 0,4%’e ulaşma beklentisi bulunuyor.
Çin ekonomisi geçtiğimiz çeyrek yıllık bazda 5,4% büyümüş ve piyasa beklentilerini aşmıştı. Önümüzdeki süreç Çin ekonomisi için yıpratıcı olacak. Ancak bu veride henüz tarife etkisini net şekilde göremeyeceğiz. Piyasa beklentisi yılık ilk çeyreğinde büyümenin 5,2% düzeyinde olabileceği yönünde.
Sanayi üretimi ise Şubat ayında yıllık 5,9% artış göstermişti. Bu veri de beklentinin üzerinde gerçekleşerek iyimser havayı desteklemişti. Piyasa beklentisi Mart ayında bu artış hızının korunabileceği yönünde.
Perakende satışlar Şubat’ta yıllık bazda 4% artış göstermişti. Beklenti artış hızının 4,10%’a ulaşabileceği yönünde.
İstikrarlı görünen veriler psikolojik olarak iyimserlik arayanları destekleyebilir. Ancak belirttiğimiz gibi, tarife etkisini almaktan henüz çok uzağız.
TCMB Mart toplantısında politika faizini 250 baz puan indirmiş ve 42,5’e getirmişti. Enflasyonun ana eğilimindeki düşüş karara gerekçe olarak gösterilmişti. İç talepteki zayıflamanın bu süreci desteklediği, yine de risklerin sürdüğü açıklanmıştı.
Riskler sadece yurt içinde değil, yurt dışında da olmak üzere sürdü. ABD’nin tarife politikası Nisan ayına damgasını vurdu. Birçok ekonomide kısa vadeli enflasyon beklentilerinde yükseliş eğilimi görülüyor. İçeride de siyasi riskin sürmesi ile birlikte TCMB’nin Nisan toplantısında değişikliğe gitmesi beklenmiyor. GCM Yatırım Araştırma Departmanı olarak da beklentimiz politika faizinin değişmeyeceği yönünde.
Kanada Merkez Bankası Mart ayında gerçekleştirdiği toplantıda politika faizini 25 baz puan düşürerek 2,75’e getirmişti. Merkez Bankası’nın yaptığı açıklama, gerileyen faizin büyümeyi dördüncü çeyrekte desteklediğini savunuyordu. Aynı zamanda ABD’nin dengeli görülmeyen tarife politikasının büyüme üzerinde oluşturduğu baskı da kararda destekleyici başlıklar arasında yer aldı.
Şubat’ta enflasyon bazı vergi indirimlerinin sona ermesi nedeniyle 1,9%’dan 2,6%’ya çıkmıştı. Ancak hem bu yükseliş, hem de tarife etkisiyle birlikte kısa vadeli enflasyon endişelerinin canlanması nedeniyle hali hazırda çok da yüksek sayılmayacak politika faizini koruyabileceği beklentisi swap piyasalarında ana senaryoyu oluşturuyor. Ancak 29% ihtimalle de 25 baz puanlık faiz indirimi kararı alınabileceği beklentisini göz ardı etmemek gerekiyor.