Avrupa’daki Gelişmeler: Türkiye Etkisi
Almanya Federal Meclisi (Bundestag), durgun ekonomiyi canlandırmak ve Avrupa ortak savunmasını güçlendirmek amacıyla altyapı, savunma ve iklim koruma yatırımlarına yönelik büyük bir harcama artışını onayladı. Anayasa değişikliği ile savunma harcamaları "borç freni" uygulamasından muaf tutulacak ve altyapı ile iklim projeleri için 500 milyar avroluk özel fon oluşturulacak. Yasa tasarısının, 21 Mart 2025 tarihinde Federal Eyaletler Temsilciler Meclisi'nde (Bundesrat) oylanması beklenmekteydi ve oylama sonucu tasarı onaylandı. Bu adım, Avrupa'nın en büyük ekonomisinde borçlanmayı artırarak büyümeyi teşvik etmeyi hedefliyor.
Avrupa'da altyapı ve savunma harcamalarına yönelik mali genişleme planları Türkiye üzerine nasıl etkiler yaratabilir?
Avrupa’da altyapı ve savunma harcamalarına yönelik mali genişleme planları, Türkiye’nin ihracat gelirleri açısından destekleyici bir faktör olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin dış ticaretinde Avrupa Birliği’nin kritik bir konumda olduğu ve özellikle Almanya’nın en güçlü ihracat partnerimiz olduğu düşünüldüğünde, Avrupa ekonomisindeki canlanma ihracatçı şirketler için olumlu bir gelişme. Bu durum, ihracatçı şirketlerin karlılığını artırarak rekabet gücünü destekleyebilir. Son günlerde gündeme gelen siyasi risk faktöründen kaynaklı gerçekleşen sert düşüşler öncesinde, küresel ekonomik gelişmelerin Borsa İstanbul’da olumlu bir etki yarattığı ve BIST 100 endeksinin 10.250 seviyesi üzerine çıkmasını desteklediğini görmekteydik.
Mali genişleme planı çerçevesinde Borsa İstanbul’da hangi şirketlerin ayrışması beklenebilir? Bu durumu sektör ve sektöre dahil şirketler açısından değerlendirmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Savunma Sanayi Sektörü
ASELS: Savunma sanayinde güçlü yurtdışı müşterisi bulunan Aselsan, Avrupa’daki artan savunma harcamalarından doğrudan fayda sağlayabilir. Türkiye’nin savunma sanayi ihracatını artırması, Aselsan’ın yurtdışındaki projelerinin büyümesine olanak tanıyabilir. Askeri haberleşme ve bilgi teknolojileri, radar sistemleri, güvenlik, ulaşım ve enerji sistem teknolojileriyle hem askeri hem de sivil projelerde yer alma potansiyeline sahip olduğu söylenebilir. Diğer taraftan Avrupada’ki altyapı projeleri kapsamında demiryolu sinyalizasyonu, akıllı ulaşım sistemleri ve haberleşme alt yapıları gibi alanlarda rekabetçi olabilir.
Otomotiv ve Yan Sanayi Sektörü
TOASO / FROTO: İki şirketin bu yatırımlardan etkilenme olasılığı oldukça yüksek ancak ne derecede etkilenecekleri farklılıklar yaratabilir. TOASO genellikle hafif ticari araç üretimi yaptığı için alt yapı projeleri kapsamında lojistik ve inşaat sektörlerinden dolayı fayda sağlayabilir ancak elektrikli araç yatırımları sınırlı olduğundan dolayı uzun vadede rekabet gücü açısından zayıflık gösterebilir. FROTO tarafına bakıldığında TOASO’ya göre görece daha güçlü olduğu söylenebilir. FROTO’nun ticari araç segmentinde güçlü ihracat ağı ve Avrupa’da artan elektrikli araç talebine yönelik yatırımları bulunuyor. Savunma harcamaları açısından da FROTO’nun ürettiği bazı araç modelleri avantaj sağlayabilir. Genel olarak FROTO hem alt yapı hem de savunma harcamalarından daha güçlü etki görebilecek konumda denilebilir.
KORDS: Sürdürülebilir teknolojilere odaklanarak çevre dostu ve yüksek performanslı çözümler geliştiriyor. Lastik sektöründe, yakıt tüketimini azaltan ve yolu daha iyi kavrayan lastikler üretirken, kompozit sektöründe hafif malzemelerle araçların daha az yakıt tüketmesini ve karbon emisyonlarını düşürmesini sağlıyor. İnşaat sektöründe, altyapı ve üst yapı projeleri için daha dayanıklı ve pratik güçlendirme çözümleri sunarak uzun ömürlü yapılar inşa edilmesine katkıda bulunuyor. Kordsa’nın bu teknolojileri, hem çevresel sürdürülebilirliği destekliyor hem de enerji verimliliğini artırarak sektörlere katma değer sağlıyor. Planlana yatırım paketinin, özellikle altyapı ve savunma sektörlerine odaklanması, Kordsa'nın ürünlerine olan talebi artırabileceği düşünülebilir.
GOODY: Lastik üreticisi olarak Avrupa otomotiv pazarındaki talep artışından fayda sağlayabilir. Şirket, yüksek talep ve artan ihracat sayesinde finansal olarak güçlenebilir.
İnşaat Sektörü
ENKAI: Dünya çapında 57 ülkede toplam 64 milyar ABD Doları değerinde 580'den fazla projeye imza atmış, başarılı bir şirkettir. Şirketin başarısının temelinde, etik değerlere, kaliteye, iş güvenliğine ve sürdürülebilirlik ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalması yatmaktadır. Büyük çaplı projeleri zamanında teslim etme konusundaki başarısını, 20.000'den fazla inşaat personeli, 4.000'den fazla inşaat teçhizatı ve makine parkı ile hızlı mobilizasyon yeteneği sayesinde sağladığı görülmektedir. Bu güçlü insan kaynağı ve ekipman altyapısı, ENKA'nın her türlü projeyi dünya genelinde yüksek kalite standartlarına uygun bir şekilde gerçekleştirmesini mümkün kıldığı söylenebilir. Hem alt yapı projeleri hem de enerji sektöründeki faaliyetleri nedeniyle Avrupa’daki yatırımlardan önemli ölçüde fayda sağlayabilir. Şirketin daha önce Avrupa, Rusya ve Orta Doğu’da projeler üstlenmiş olması da rekabet avantajı sağlayabilir.
Demir-Çelik ve Metal Sanayi Sektörü
TKFEN ve ALARK gibi inşaat ve mühendislik şirketleri, yeni projelerde artan talepten faydalanabilir. TKFEN petrol ve gaz, enerji ve altyapı projelerinde global deneyime sahip olan bir şirket olarak Avrupa’daki büyük enerji ve ulaşım projelerine katılma potansiyeline sahip denilebilir. ALARK, özellikle enerji ve sanayi sektörlerinde faaliyet gösterdiği için altyapı yatırımlarından fayda sağlayabilir. Enerji projelerinde yer alması özellikle yenilenebilir enerji santralleri gibi projelerde etkili olabilir.
KRDMD ve EREGL: KRDMD, çelik üretimi ve metal işleme sektöründeki güçlü pozisyonuyla, Avrupa’daki büyük altyapı yatırımlarından önemli şekilde fayda sağlayabilecek bir şirket olarak karşımıza çıkmaktadır. Avrupa'nın altyapı projelerinde demir-çelik malzemeleri, özellikle yapı inşaatları, ulaşım projeleri (demiryolları, köprüler, tüneller vb.) ve enerji altyapıları gibi projeler için yoğun şekilde kullanılacaktır. Kardemir, yüksek kaliteli çelik üretimi ile bu projelerin büyük bir kısmına malzeme sağlayabilir. Savunma sektörü açısından, çelik, özellikle zırhlı araçlar, askeri altyapı projeleri ve denizcilik sanayii gibi alanlarda önemli bir malzemedir. Kardemir, savunma sanayisine yönelik çelik ve metal malzeme tedarikinde önemli bir rol oynayabilir. EREGL’nin, Türkiye’nin en büyük entegre demir çelik üreticilerinden biri olarak, çelik sektöründeki tecrübesiyle Avrupa’daki büyük altyapı yatırımlarından önemli ölçüde fayda sağlayacağı beklentiler arasında yer almaktadır. Özellikle inşaat, otomotiv, enerji ve demiryolu projeleri gibi büyük ölçekli yatırımlar, Ereğli'nin çelik ürünlerine olan talebi artırabilir. Çelik borular, inşaat çeliği, uzun mamuller gibi ürünler, bu projeler için vazgeçilmez malzemelerdir. Ereğli’nin savunma sanayii ile de bağlantısı vardır. Zırhlı araçlar ve askeri donanımlar gibi ürünlerde kullanılan yüksek kaliteli çelik üretimiyle, Ereğli'nin savunma sanayisine de malzeme sağlaması beklenebilir. Avrupa’daki savunma harcamaları, özellikle zırhlı araçlar ve askeri altyapı için çelik talebini artırabilir.
Taş Toprak Sektörü
CIMSA ve OYAKC gibi çimento üreticileri de altyapı projelerinin talep ettiği ürünleri sağlayarak fayda sağlayabilir. Çimsa, çimento üretimi ve inşaat malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olarak, Avrupa’daki büyük altyapı projelerinden önemli derecede katkı sağlayabilir. Altyapı projeleri, özellikle yol, köprü, tünel, havaalanı ve demiryolu gibi büyük inşaat yatırımları için yoğun şekilde çimento kullanımı gerekmektedir. Çimsa, bu projelere yüksek kaliteli çimento sağlayarak pazar payını artırabilir. Ayrıca, yeşil bina uygulamaları ve sürdürülebilir inşaat malzemeleri alanındaki talep de Çimsa’nın çevre dostu çözümler geliştiren bölümleri için fırsatlar yaratabilir. Avrupa’daki savunma harcamaları kapsamında, askeri üsler, lojistik merkezleri, tünel yapıları ve havaalanı projeleri gibi savunma altyapıları için çimento talebi artabilir. CIMSA ve OYAKC bu tür projelerde doğrudan yer alabilir veya tedarik zincirinde yer alarak katkı sağlayabilir.
Ulaştırma Sektörü
Avrupa’daki altyapı yatırımları, ulaşım ve lojistik sektörü üzerinde de önemli etkilere yol açması beklenebilir. Bu yatırımlar, özellikle demiryolu, kara yolu, deniz ve hava taşımacılığındaki altyapı projeleriyle bağlantılı olacağı için Türkiyede’ki ulaştırma sektöründeki şirketler üzerinde de etkisini göstermesi beklentiler arasında yer alabilir.
THYAO ve PGSUS gibi havayolu şirketleri, yeni ulaşım projeleri ve ticaretin artmasıyla birlikte daha fazla yolcu taşıma fırsatı bulabilir. Ayrıca, hava taşımacılığındaki talep artışı, bu şirketlerin gelirlerini yükseltebilir.
Perakende Ticaret Sektörü
Altyapı yatırımlarının yerel ekonomilere etkisi, tüketim mallarına olan talebi artırabilir. Bu durumun Borsa İstanbul'daki perakende ticaret sektörünü ve özellikle yurtdışına ihracat yapan şirketleri olumlu yönde etkilemesi beklenebilir.
ARCLK ve VESTL gibi tüketici elektroniği ve beyaz eşya üreticileri, talebin artmasıyla birlikte daha fazla ürün satışı yapabilir. Altyapı projeleri ve artan yaşam standartları, bu şirketlerin yurtdışındaki pazar paylarını artırabilir. Avrupa’daki altyapı projeleri ve savunma harcamalarından dolaylı olarak fayda sağlayabilir. Arçelik, enerji verimli cihazlar ve klima sistemleri ile altyapı projelerinde yer alabilirken, Vestel, akıllı bina sistemleri, gelişmiş güvenlik çözümleri ve enerji verimli elektronik ürünlerle bu projelere katkı sağlayabilir.
MGROS ve BIMAS gibi şirketler Avrupa’daki altyapı projeleri ve savunma harcamalarından doğrudan değil, ancak ekonomik büyüme ve tüketici harcamalarındaki artış ile dolaylı olarak fayda sağlayabilirler. Her iki şirket de gıda ve temel ihtiyaç malzemeleri sağlayarak, artan tüketici talebinden yararlanabilir.
Enerji Sektörü
Altyapı projeleri genellikle enerji ihtiyacını artıracağından dolayı özellikle yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projeleri, enerji şirketleri için büyük fırsatlar yaratabilir. Bu sebeple sektörde yer alan ZOREN, yenilenebilir enerji projeleri ve rüzgar, güneş enerjisi yatırımlarıyla bu süreçten yararlanabilir. AKSEN, doğalgaz ve enerji santralleriyle, büyük altyapı projeleri için enerji üretiminde önemli bir oyuncu olarak karşımıza çıkmaktadır. ENJSA, elektrik dağıtımı ve perakende satışındaki güçlü varlığıyla, altyapı projeleri için kritik enerji çözümleri sunabilir. GESAN, güneş enerjisi projelerinde güçlü bir oyuncu olup, yeşil enerji yatırımlarının artmasıyla büyüme fırsatı bulabilir.
Gayrimenkul Sektörü
EKGYO, Türkiye'nin önde gelen gayrimenkul şirketlerinden biri olarak Avrupa'daki büyük altyapı ve savunma harcamalarından fayda sağlayabilir. Altyapı projeleri, özellikle konut ve kentsel dönüşüm alanlarında talebi artırabilir. Bu projeler, EKGYO'nun konut geliştirme ve gayrimenkul yatırımları açısından fırsatlar sunar. Ayrıca, savunma projeleri kapsamında askeri üsler ve lojistik merkezlerin inşası gerektiğinde, EKGYO'nun bu projelerde konut ve iş yeri alanları inşa etme uzmanlığı devreye girebilir. Avrupa'daki altyapı harcamaları, ekonomik büyüme ve iş gücü talebinin artmasına neden olur, bu da orta ve üst segment konut projelerine olan ilgiyi artırabilir ve EKGYO'nun satışlarını destekleyebilir.
Özetle, 500 milyar euroluk altyapı ve savunma yatırımlarının, doğrudan ve dolaylı olarak birçok sektörde önemli fırsatlar yaratacağı beklenmektedir. Özellikle savunma sanayi, inşaat, otomotiv, demir çelik, ulaşım, enerji ve perakende ticaret sektörlerinde faaliyet gösteren Borsa İstanbul’daki şirketler, bu yatırımların etkisiyle gelirlerini artırabilir ve büyüme fırsatları yakalayabilir. Bu gelişmeler, özellikle Avrupa'daki talep artışıyla bağlantılı olarak, Borsa İstanbul’daki şirketlerin karlılığını destekleyerek, olumlu bir seyir izlenmesine neden olabilir. Burada doğru ve potansiyel şirket seçimi yapmak, uzun vadeli konjonktürde pozitif getiri elde edebilmek adına önemlidir. Ancak bu dönemlerde piyasalarda fırsatlar olduğu gibi risklerinde olduğu unutulmamalıdır. Küresel, yerel ve makroekonomik gelişmelerde ayrıca takip edilmelidir.