2024 Strateji Raporu
Yönetici Özeti
Küresel enflasyon görünümünde baz etkilerinin de ötesinde düzelme emareleri belirdi. Ancak bu düzelme, beraberinde ekonomik aktivitelerde yavaşlama maliyeti ile birlikte geliyor. ABD’nin son 2 seneye damga vuran olumlu ayrışması önümüzdeki dönemde daha da hafifleyebilir. Çin’de gayrimenkul sektöründeki problemler ışığında devreye alınan mali desteklerin yetersiz görülmesine ek olarak, küresel ticaret ortaklarının Çin’den ucuz ithalata karşı atacakları adımlar risk yaratmakta. Euro Bölgesi’nde ise öncü aktivite göstergeleri dipten toparlanmaya başladı, ancak lokomotif Almanya’nın imalat sektörleri olumsuz ayrışarak daralmaya devam ediyor.
Küresel talep görünümü başta endüstriyel emtialar olmak üzere emtia fiyatlarını destekleyici nitelikte değil. Ancak tüketiciler tarafında enflasyon beklentileri hala çok kırılgan olduğu için küresel merkez bankalarının fiyatlandığı kadar faiz indiremeyebileceğini değerlendiriyoruz. Faizden daha da belirleyici olabilen bilanço varlıkları tarafında ise, 2023’te yaşanan makrofinansal riskler ve bankacılık sektörü endişeleri ışığında ne Fed’in ne de ECB’nin varlık portföylerini Covid öncesi seviyelere geri indirebilmesini olası bulmuyoruz. Dolayısıyla likidite tarafında rahat, ancak maliyet tarafında görece yüksek bir tablo olası duruyor.
Yurt içi görünümde öne çıkan ana temalar:
- Enflasyon ile mücadele kapsamında atılan tüm adımlara rağmen tüketim talebinin hala varsayılandan çok dayanıklı kalabilmesi,
- Bu doğrultuda başta kredi kısıtları ve yüksek faizler olmak üzere finansal koşullardaki sıkılığın sürecek olması,
- İç talebin para politikasında atılan adımlara rağmen dayanıklı kalması ve 2023 depremi ve seçim süreçlerisonrası yaşanan bozulmalar ışığında kamu maliyesi üzerinden de dengeleyici önlemlerin devreye alınması,
- Enflasyon resminin dayanıklı tüketim ürün ve mal grupları üzerinden düzelmeye başlaması, ancak asıl riskleringiderek daha fazla hizmet kalemleri kaynaklı belirginleşmesi; enflasyonla mücadelede hizmet enflasyonuna odaklanma ihtiyacının öne çıkması,
- Varlıklar tarafında talepteki soğuma ile yabancı girişlerinin dengesinde finansmana erişimi görece rahat olan, yabancı akımlarını kaldırabilecek derinliğe sahip, riskleri çeşitlendirebilmiş ve makroekonomik normalleşmeden istifade edebilecek hisse senetlerinin öne çıkması,
- Enflasyonla mücadele kapsamında TL’nin değer kaybına da izin verilemeyeceği için TL cinsi reel getirilerin yüksek seyretmesi, bu durumun yabancı portföy akımlarını faiz piyasaları üzerinden desteklemesi, ve bunların sonucunda TCMB döviz rezerv birikiminin sürmesi,
- Küresel konjonktür ve uluslararası ilişkiler kapsamında son bir senede daha belirgin hale gelen uyum ve işbirliği havasının desteklenerek sürmesi, bu kapsamda izlenebilecek diplomatik gelişmelere ve FATF Gri Listeden çıkış haberlerine ek olarak kredi not artışı, uluslararası kredi limitleri ve finansman paketleri gibi haberler ile yatırımcı algısının desteklenmesi, bu kanallardan olumsuz sürpriz beklenmemesi.
Bu doğrultuda, 2024 yılsonunda %3,0 GSYH büyümesi ve %39 enflasyon ile 35 USDTL kuru, ve 2025 yıl sonunda %4,0
GSYH büyümesi ve %25 enflasyon ile 45 USDTL kuru beklemekteyiz.