Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)

Beklenti – Sonuç İlişkisinin Yorumlanması ve Önemi

10 Aralık 2015 Umut Tuncer- Uluslararası Piyasalar Müdür Yardımcısı
Çoğu zaman, önemli gelişmeler öncesi ve sonrasında varlık fiyatlarında sert hareketler görürüz. Bu hareketler, bazen tahminlerimiz doğrultusunda sonuçlanırken, bazı durumlarda ise tersi şeklinde gerçekleştiriyor. Mevcut gelişmelerin öncesi ve sonrasında yaşanan bu hareketler, çoğu piyasa katılımcısı tarafından doğru bir şekilde yorumlanamayabiliyor. Tam bu aşamada katılımcıların en önemli probleminin “beklenti – sonuç“ ilişkisini doğru yorumlayamamasından kaynaklandığını söyleyebiliriz.  Dolayısıyla beklenti – sonuç ilişkisinin yorumlanması ile ilgili eksikliklerin giderilmesi, katılımcıların işlemlerinde başarıya ulaşma yolundaki en önemli adım olduğunu ifade edebiliriz.

 

Beklenti nedir, nasıl oluşur ve fiyatlanır?

Bankada çalışan ve ekonomi bilgisine güvendiğimiz yakın bir arkadaşımız var. Bize öngörülebilen bir süre içerisinde Dolar’ın 2,5 TL’den 3 TL’ye yükseleceğini söyledi. Ne yapardınız?

A-) Dolar’ın 3 TL olmasını beklerdim

B-) Gidip Dolar alırdım

Cevabınız A ise öncelikle bu tahminin ne işinize yaradığını kendinize sormanız gerekiyor. Diyelim ki Dolar 3 TL oldu ve aldınız. Bundan sonra hedefiniz ne? Fiyat hareketinden kar elde etmeniz gerekirken tüm hareketin sonunu yakalamış oldunuz.

Cevabınız B ise beklentinin yorumlanmasında ilk adımı attınız. Dolar’ı 2,5’tan aldığınızda ve 3’e geldiğinde, söz konusu fark kadar kazanç elde etmiş oluyorsunuz.

Dolar 3 TL olduktan sonra elinizden çıkardıysanız ve kazancı realize ettiyseniz, beklentinin ardından sonucu da değerlendirmiş oluyorsunuz.

İlk örneğin basit olması gerekiyordu, ancak karşımıza birçok farklı senaryoyla daha karmaşık yapılar çıkabilir. Bunlara geçmeden önce son bir beklenti – sonuç örneği gerçekleştirelim.

Bu kez bankacı arkadaşımız Dolar hakkındaki tahmini için geçerlilik süresi verdi diyelim. Yani Dolar, 3 ay içerisinde 2,5 TL’den 3 TL’ye çıkacak şeklinde bir tahminde bulundu. Bu kez değişkenler arttı, daha çok soru sormamız gerekecek.

1- Öncelikle arkadaşımızın bu tahmini karşısında nasıl bir girişimde bulunuruz?

A-) Dolar’ın 3 TL olmasını beklerim

B-) Gidip Dolar alırım

Cevabınız A ise, “Beklenti nedir, nasıl oluşur ve fiyatlanır?” kısmından tekrar okumanız gerekiyor.

Cevabınız B ise beklentiyi fiyatlamaya başladık demektir. Bu nedenle ikinci sorumuza geçiyoruz.

2- 3 ay sonra Dolar 3 TL olursa ne yaparız?

A-) Beklemeyi sürdürürüm

B-) Elimdeki Dolar’ı TL’ye çeviririm.

Cevabınız A ise neyi beklediğinizi  belirlemeniz gerekiyor.

Cevabınız B ise beklentiyi fiyatladınız ve gerçekleşen tahmin sonrası kazancınızı realize ettiniz.

Örneği daha karmaşık hale getirmeye başlayabiliriz.

3- Dolar 3 ay sonunda 3 Lira olmadı?

A-) Elimden çıkarırım

B-) Daha çok alırım

C-)3 Lira olmasını beklerim

Bu bölümde mutlak doğru yok. Senaryonun geliştirilmesi gerekiyor. Öncelikle 3 ay sonunda Dolar 3 TL olmadıysa ve yeni bir beklentimiz yoksa A seçeneği doğru cevap. Ancak para piyasasında genellikle yeni beklentiler ve beklentileri şekillendirecek veriler sürekli karşımıza çıkar. Bu nedenle beklentimizi oluşturmalıyız. Dolar’ın 3 TL olmasını destekleyebilecek şartlar devam ediyor mu? Ediyor ise C doğru cevap olabilir. Dolar’ın 3 TL’yi de geçebileceğine yönelik beklentimiz oluştuysa, B seçeneği değerlendirilebilir.

Beklenti – Sonuç ilişkisi, trendleri, tepkileri, fiyat hareketlerini belirleyebilmemiz için en önemli unsurlardan biri. Kısaca neyi gördük?

Beklenti gerçekleşirse karımızı alırız. Bu ne anlama gelir? Hedefi 3 olan bizim gibi yatırımcılar veya şirketler, bu gelişme sonrası karını realize edebilir. Bu da alım işlemlerinin azalması, yani Dolar’ın geri çekilmesi anlamına gelebilir. Ama biz karımızı realize ederken, yeni beklentilerin de oluşmayı sürdürdüğü unutulmamalı. Yani bu aşamada yeni alımlar da devreye girebilir. Bu nedenle yeni beklentiyi neyin şekillendirdiği incelenmeli.

Beklentiyi salt doğru olarak görmek en büyük sorunumuz

Beklentinin dinamik bir unsur olmadığını düşünmek yapılan en büyük hatalardan biri. Örneğin Avrupa Merkez Bankası’nın Ekim ayına kadar para politikasında herhangi bir değişiklik yapması beklenmiyorken, Başkan Draghi’nin açıklamaları birçok şeyi değiştirdi. Herkes Aralık toplantısına ilişkin beklentileri fiyatlamaya başladı. Beklentiyi aldık.

Aldığımız beklenti neydi? Artırılabilecek ve süresi uzatılabilecek bir tahvil alım programı, yine aynı programın uygulanabilir alanının genişletilmesi, mevduat faizinde gerçekleştirilebilecek 10 – 20 baz puanlık indirim ana başlıklar durumundaydı.

Peki herkes aynı şeyi mi fiyatlıyor? Bu fiyat hareketi içerisinde herhangi bir önlem beklemeyen veya daha fazla önlem bekleyen yok mu? Tabi ki var. Zaten göz ardı etmememiz gereken, Avrupa Merkez Bankası açıklamalarına kadar beklentilerdeki dağılımın ne ölçüde değişmiş olabileceği.

Sonuç olarak Banka tahvil alım programına yerel yönetimleri de dahil etti, programı 2017’ye uzattı, mevduat faizinde 10 puan indirime gitti. Peki bu süreçte daha fazla teşvik beklentisi olanlar ne yaptı? Biz Dolar vaktinde 3 TL olmayınca ne yaptıysak onu, beklentiyle Euro’da açtığı satış işlemlerini kapattı ve Euro yükseldi.

Bu en kritik gelişmelerden, merkez bankası kararlarından bir örnekti. Ancak önümüzde daha kritik bir beyanat var; FOMC. Beklenti çok yoğun bir şekilde Aralık ayında faiz artırımı olacağı yönünde. Peki piyasa sadece bunu mu konuşuyor veya herkes mi faiz artırımını fiyatlıyor? Hayır

Chicago Borsası’ndan aldığımız rakamlara göre 8 Aralık tarihindeki datalara göre 16 Aralık’ta faiz artırılma ihtimali 83%. Dünyanın en çok işlem gören para biriminde bu ihtimal 16 Aralık tarihine kadar değişim gösterebilir ve buna rağmen, söz konusu Dolar olunca 17% de oldukça önemli bir oran.

Piyasa algısının takibi oldukça önemlidir. Bunu son olarak Avrupa Merkez Bankası beyanatında ve FOMC beklentilerinde gördük. Piyasa faiz artırımına o kadar emin oldu ki, bundan sonraki faiz artırım temposuna ilişkin beklentilerini oluşturmaya başladı.

Şu ana kadar;

- Beklentinin, beklentinin sonuçlanacağı tarihe kadar değişken bir yapıda olduğunu,

- Beklentinin, arkasında birçok görüş barındırabileceğini, ancak daha büyük bir kitlenin görüşü olduğunu,

- Beklenti sonuç arasındaki ilişkinin yorumlanmasını,

- Beklentinin güncel algıyla ne kadar örtüştüğü, piyasa algısının takibinin önemini gördük.

Önemli 1: Konu içerisinde değinmemize karşın tekrarlamamızda fayda var. Beklenti içerisindeki ihtimaller birbirine ne kadar yakınsa, yani sonuca ilişkin öngörüler ne kadar belirsizse, ilgili gelişme esnasında o kadar sert hareketler gerçekleşmesi beklenir.

Önemli 2: Beklenti ihtimalleri arasında belirginliğin yaşandığı, yani bir beklentinin ağır bastığı durumlarda çok büyük değişimler beklenmez. Çok büyük değişimler oluşuyorsa bile bu çoğu kez ileriye yönelik yeni beklentilerin devreye girmesiyle oluşur.

Önemli 3: Beklenti ihtimalleri arasında belirginliğin yaşandığı, yani bir beklentinin ağır bastığı durumda, ilgili gelişmenin ortaya çıkardığı sonuç sürpriz etkisi yarattıysa sert fiyat hareketleri oluşabilir.

Beklenti - sonuç arasındaki ilişkinin yorumlanmasında karşımıza çıkabilecek bazı karışıklıklara göz atalım;

- Revize gerçekleştirilen veriler bazı durumlarda sonuç etkisinin daha şiddetli veya zayıf olmasında rol oynayabilir. Örneğin beklentinin üzerinde artan bir istihdam verisinde, önceki döneme ilişkin verinin de yükseltilmesi, ilgili para biriminde daha sert değer kazanımlarını destekleyebilir. Aynı veri sonucunda, revize negatif şekilde gerçekleştirilseydi bu kez ilgili para birimi değerinde daha zayıf bir yükseliş görmemiz sürpriz olmazdı.

- Önceki verinin önemini koruyabilmesi de yine bazı zamanlarda karşımıza çıkabilecek durumlardan biri. Diyelim ki sanayi üretimi rakamı önceki dönemde geriledi ve yeni rakamı bekliyoruz. Bu kez beklenti üretimin artacağı ve bunun önceki döneme göre 1% oranda olacağı yönünde. Ancak sonuca baktığımızda rakam 0,5%’lik artışı gösteriyor. Bu durum beklentinin altında bir sonuç gösterebilir. Ancak önceki döneme göre olumlu bir görünümü de ifade eder. Bu nedenle beklenti – sonuç fiyatlamasının yanı sıra, bu gibi durumların da göz önünde bulundurulmasında fayda var. Ancak örnekteki beklenti – sonuç arasındaki fark özellikle ABD ve Çin gibi ekonomiler için çok büyük bir sapma. Bu rakamları sadece örnek olarak kullandık.

Beklenti – Sonuç yorumlanmasında nasıl bir yol izleyebileceğimizi ve karşımıza çıkabilecek başlıca karışıklıkları açıklamaya çalıştık. Bu konuda deneyim elde edebilmenin en önemli yolları, mevcut verilerin takibi ve geçmiş verilerin fiyat hareketlerini nasıl etkilediğini izlemek olacaktır. Ancak her şeyin beklenti rakamının gösterdiği tablo olmadığını da görmüş olmamız gerekiyor. Beklentinin salt görüş olmadığını, birçok piyasa katılımcısının farklı görüşlerle fiyatlamalara dahil olabileceğini ve bu algının ölçülebilmesi için de yine fiyat hareketleri ve piyasa araştırması / temel analiz olduğunu unutmamalıyız.
GCM YATIRIM sizin için hazır! Yatırıma başlamaya hazır mısınız?
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.