Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)

Risk İştahı ve Japon Yeni

30 Eylül 2015 Umut Tuncer- Uluslararası Piyasalar Müdür Yardımcısı

Çin ekonomisinde büyüme sorunlarının artmasıyla küresel piyasalarda oluşan panik havası, dev ekonomilerin tüm finansal varlıkları ne denli etkileyebildiğini gözler önüne serdi. 28 Eylül’de Çin’de büyümeye yönelik verilerin yarattığı olumsuz hava birçok varlıkta sert fiyat hareketleri oluşturdu.  Küresel piyasalarda en çok işlem gören para birimlerinden olan Yen, talebin artışıyla birlikte değer kazanımı gösterdi. Risk iştahının arttığı dönemlerde Japon para biriminin değer artışı, aslında birçok faktörü içinde barındırıyor. Yazımızda 28 Eylül haftasında yaşanan etkilerin yanı sıra, Yen’de güncel etkenleri inceleyeceğiz.

“Çin etkisi”

Çin’de peş peşe gerçekleştirilen devalüasyonların ardından, küresel piyasalarda dev ekonominin küçük bir kayıptan çok, sorunlu bir ivme kaybı yaşayacağı endişesini ortaya çıkardı. Risk iştahının azalması borsalarda kayıpları beraberinde getirirken, Yen değer kazanan para birimlerinden oldu. Çin başlığı gerek ülke ekonomisinin kendi iç dinamikleri, gerekse FED politikalarını etkilemesi nedeniyle küresel bir öneme sahip. Bu nedenle en detaylı incelenmesi gereken başlık. Önce USDJPY paritesinin gidişatına göz atalım.

 

Paritenin son bir yıllık dönemde dikkat edilmesi gereken kritik 3 eşiği bulunuyor. Bunların hemen hepsinde, Yen’in risk iştahının azalması sonrasında değer kazanımının oluşmasının etkisi bulunuyor.

 

1- Parite uzun ve sert bir yükseliş maratonunun ardından 121,60 seviyesini aşamadı ve sonrasında yatay eğilime girdi.

 

2- Sonraki adımda paritenin 124,50 seviyesini aşamayarak, Çin’de devalüasyonlarla başlayan paniğin etkisiyle sert bir düşüş ve 121,60 altına sarkma gerçekleşiyor.

 

3- En güncel ve en önemli eşiklerden biri. Parite, hareketli ortalamalar altında kaldı ve bu bölge üzerine tekrar tırmanamadı. Çin’in liderliğindeki belirsizlik ve panik, trende dönüşü baskılıyor. Beklentiler yoğunlaşırken, gittikçe sıkışan parite yeşil ile belirttiğimiz üçgeni meydana getirmiş durumda.

 


Çin’in büyümesinde büyük paya sahip imalat sektörü aktivitesi ile, Yen ilişkisi önem taşıyor. Günlük grafikte belirttiğimiz 1. eşikteki tıkanmanın, USDJPY paritesi ve imalat PMI rakamının kesiştiği noktada olduğu görülüyor. Sonrasında ise imalat aktivitesinin baskı altına girmesi, USDJPY paritesinde benzer etkilere neden olurken, Çin’de imalat sektöründe daralma, USDJPY paritesinin içerisinde olduğu son duruma eşlik ediyor. Tabi parite hareketleri içerisinde birçok etken, özellikle FED bulunmasına karşın, PMI ve USDJPY arasındaki ilişki dikkat çekici.

Şimdi etkileri 28 Eylül haftasına indirgeyerek somutlaştıralım;


Günlük grafikte görülen üçgen formasyonunun alt sınırı 119,24 seviyesi, saatlik grafikte de önemini gösteriyor. Haftaya başlarken risk iştahının azalmasına neden olan ve incelememize dahil edeceğimiz başlıklar şunlar oldu;

- Çin’de büyümeye yönelik endişeler,
- Düşük emtia fiyatlarının etkilediği kıymetli maden üreticisi Glencore şirketinin borçluluk durumu
- Emisyon testlerinde usulsüzlük gerçekleştiren Volkwagen’in Alman ekonomisine darbe vuracağı düşüncesi
- Yine FED ve karamsar tablo içerisinde kaldığı belirsizlik

Grafikte kırmızı okla belirttiğimiz düşüş sonrası parite 119,24’ü test etti. Ancak, 29 Eylül’de borsaların kayıplarını toparlama eğilimiyle ve kritik teknik desteğin de çalışmasıyla birlikte yükseliş baskısı tekrar ön plana çıktı. Ancak genel görünüm, hala paritenin baskı altında sıkıştığını gösteriyor. Risk iştahının tekrar artması sonrası Yen’den çıkışların etkisi net bir şekilde görülüyor.

“Şirket haberleri”

Volkswagen: Şirketin emisyon testlerinde usulsüzlük yaptığını açıklamasının ardından, hisse senedinde arka arkaya sert değer kayıpları yaşandı. Almanya’nın  ve dünyanın en önemli otomotiv şirketlerinden birinde böyle bir gelişme çıkması, yaklaşık 11 milyon aracı ve milyarlarca Dolarlık zararı ortaya çıkarma potansiyeline sahip. Bu nedenle her şeye rağmen istikrarını sürdüren Alman ekonomisinin hasar alabileceği düşüncesi karamsarlığı artırdı. Politika yapıcıların açıklamaları karışık olsa da, son gelen beyanatlarda bunun etkisinin sınırlı olacağı görüşü hakim.

Glencore: Dünyanın önde gelen emtia ticareti ve madencilik şirketlerinden Glencore’un borç düzeyi, emtia fiyatlarındaki düşüşün de etkisiyle birlikte risk oluşturdu. Şirket hisselerinde sert düşüşler sonrası toparlanma yaşansa da, risk döneminde Yen üzerinde etkili faktörlerden biri olarak yerini aldı. Hali hazırda bahsettiğimiz ve bahsedeceğimiz her başlığın aslında Çin ile bağlantılı olduğunu unutmamak gerekiyor. Dünyanın en büyük hammadde talepçilerinden Çin’in küçülmesi veya düşük büyümesi, talebin azalacağı düşüncesiyle kıymetli maden, enerji ve gıda pazarında fiyatları baskılıyor.

“FED”

Ağustos ayı öncesine kadar, FED’in faiz artırım süreciyle ilgili kesinlik kazanmamış, ancak daha berrak bir görünüm mevcuttu. Ancak Çin’de devalüasyonla başlayan ve büyüme endişelerini hat safhaya çıkaran süreç, FED politikalarına ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

 

Yukarıdaki tablo oldukça önemli. Chicago Ticaret Borsası CME’de, FED’in faiz artırımına ilişkin vadeli işlemlerin oluşturduğu ihtimal, yani yatırımcı gözünden politika beklentileri görülüyor. Tabloya göre, Aralık ayı toplantısında 25 baz puanlık faiz artırım ihtimali önceki ayda %37,8’ken, Eylül’de mevcut ihtimal olarak %35,4 görülüyor.

 


Ekim ayı toplantısında faiz artırım ihtimali senaryolar arasında ilk sıralarda yer almıyor. Ancak Dolar üzerindeki etkileri değerlendirmek açısından beklentileri değerlendirirsek, önceki ay Ekim ayı toplantısında 25 baz puanlık faiz artırım ihtimali %27,4 olarak görülürken, bu oran şimdi %11,5.

İki tabloyu özetlersek, Ağustos ayında bir önceki aya göre zayıflayan faiz artırım ihtimali, Eylül ayında da düşerek Dolar üzerinde baskı oluşmasına, belirsizliğin artmasına ve Yen talebindeki dengeye etki etti.

“BOJ göz ardı edilmemeli”

Yukarıda listelediğimiz ve Yen üzerinde etkili başlıkların tümü küresel etkilere sahip ağır konular. Bu nedenle, Ağustos öncesine kadar beklentileri etkileyen Japonya Merkez Bankası (BOJ) politikaları bir adım arka planda kalmış olabilir. Ancak Çin öncesinde yeni teşviklere daha yakın olan Banka’nın, söz konusu gelişmeler sonrası riski gördüğüne ilişkin açıklamalar yeni beklentiler oluşturabilir. Politika yapıcılar, ilk aşamada Çin etkisini görmezden gelse de (buna sınırlı etki ifadeleri de dahil), şu sıralar etkilerin somutlaşabileceğine ilişkin endişeler dile getiriliyor. Gerek hükümet, gerek BOJ tarafında olası gelişmeler, Yen’de sert değer değişimlerine neden olabilir. Bu nedenle, küresel faktörlerin yanı sıra, Japonya ekonomisine ilişkin göstergeler ve Bankaya ilişkin beklentiler dikkatle izlenmelidir.

Yen kritik bir gösterge

İncelememizde bahsettiğimiz unsurlar, aslında doğrudan Japonya ile ilişkili olmamasına karşın, Yen’in ne kadar hassas bir yatırım aracı olabildiğini gösteriyor. Bu nedenle küresel çapta risk iştahının gerek ölçülmesi gerekse işlem stratejilerine yansıtılabilmesi açısından, yukarıda bahsettiğimiz başlıkların ve en önemlisi bu başlıkları etkileyebilecek ekonomik göstergelerin dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekiyor. Özellikle de Ekim ve Aralık ayındaki FED toplantıları öncesinde, gelişmeler yoğunluk kazanabilir.

GCM YATIRIM sizin için hazır! Yatırıma başlamaya hazır mısınız?
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.