Amerika Merkez Bankası FED’in Finans Piyasalarına Etkisi
Dünyanın en büyük ekonomisinin para politikalarını yöneten Amerika Merkez Bankası (FED), küresel finans piyasaları açısından büyük bir önem taşımaktadır. ABD ekonomisinin büyüklüğü ve uyguladığı para politikalarının varlık fiyatları üzerindeki etkisi nedeni ile FED, yatırımcıların yakından takip ettiği merkez bankaları arasında ilk sırada bulunmaktadır.
Gerek büyüklüğü ile ABD’nin dünya ekonomisi için önemi, gerekse Dolar’ın küresel ticaretteki yeri nedeni ile FED politikaları,global piyasa katılımcılarının yatırım kararlarında son derece etkili olabilmektedir. Özellikle, 1929 Ekonomik Buhranından sonra görülen en büyük finansal kriz olan 2008 Mortgage Krizi sürecinde, FED’in daha önce görülmemiş para politikaları ile ABD ekonomisinin toparlanmasına katkı sağlamaya çalışması, Banka’nın finansal piyasaların odak noktasındaki yerini sağlamlaştırdığı söylenebilir. Mortgage Krizi sonrasında ekonominin daralması, aktivitelerin düşmesi ve işsizlik oranının hızlı bir şekilde yükselmesi karşısında FED, Banka tarihinde daha önce hiç başvurulmayan geleneksel politikalar dışında kalan uygulamaları hayata geçirmek zorunda kaldı. Söz konusu bu para politikaları sonrasında ise küresel çapta bir çok finansal enstrüman farklı yönlerde etkilendi. Bu nedenle FED’in para politikalarını doğru anlamak ve düşük faiz oranı ile genişlemeci para politikalarının hangi varlıklara ne yönde etki ettiğini kavrayabilmek son derece önem taşımaktadır.Krizin ortaya çıkmasından sonra FED, politika faiz oranını rekor düşük seviyelere çekerek piyasaları fonlama maliyetini azaltırken, parasal genişleme programı ile dolanımdaki nakit miktarını artırmayı amaçlamıştır. Böylelikle kriz ile baltalanan ekonomik ktivitelerin artırılması ve bu paralelde işsizliğin de düşürülmesi hedefler arasında yer almıştır. FED’in likit miktarını artırıcı bu programları, finansal araçlar üzerinde de etkili olmuştur. Hem reel ekonomide dünya ticaretinin ana değişim aracı olarak, hem de uluslararası piyasalarda varlıkların satın alınması için önemli bir konumda yer alan ABD Doları’nın küresel piyasalarda miktarca artması, yatırımcıların dikkatlerini FED’in para politikaları üzerinde daha fazla toplamalarının nedenleri arasında değerlendirilebilir.
Parasal genişlemenin devam edeceği yönündeki beklentilerin piyasalarda ağırlıkta olması genel anlamda Dolar’ın değer kaybetmesine yol açan bir unsur olarak ifade edilebilir. Bu gibi durumlarda ABD’nin para biriminin diğer gelişmiş ülke para birimleri (Euro, Sterlin, Yen, İsviçre Frankı) karşısında kayıplar yaşadığı gözlemlenebilmektedir. Diğer taraftan FED’in ekonomiye verdiği teşvikler, küresel piyasalardaki risk iştahının arması ile getirisi yüksek gelişmekte olan ülke varlıklarına (Hindistan, Türkiye) olan talebin artmasına yol açabilmektedir. Global hisse senetleri ise, hem miktarca fazla Dolar, hem de yükselen risk iştahının getirdiği artan talep ile yükselişler sergileyebilmektedir. Emtia fiyatları tarafında, maliyeti düşük Dolar genelde değerli maden fiyatlarında artış görülmesine neden olabilmektedir. Yerli para cinsinden düşük değerli Doları daha fazla satın alabilen yatırımcılar, uluslararası piyasalarda Dolar ile alım-satıma konu olan kıymetli madenleri daha fazla miktarda portföylerine katabilmektedirler. Dolayısı ile artan talep ile altın ve gümüş gibi emtia fiyatlarında yukarı yönlü hareketler Dolar’ın değer kaybetmesinden güç alabilmektedirler.
Bu etkilerin yanında, FED’in piyasalara sağladığı nakit Dolar miktarının azalacağı ya da parasal genişlemenin tamamen bitirileceği yönündeki düşünceler, Dolar’ın değer kazanmasına neden olmaktadır. Daha pahalı ABD para birimi beklentisi ise paritelerdeDolar yönlü hareketlerin öne çıkmasına yol açabilirken, emtia fiyatlarında ve küresel hisse senetlerinde kayıpların görülmesine yol açabilmektedir.
Hisse senetlerinden para birimi ve emtia fiyatlarına kadar birçok varlık üzerinde etkili olabilen FED’in para politikaları, küresel yatırımcılar tarafından dikkatle incelenmektedir. Banka’nın aldığı kararların yanında, parasal genişleme ve faiz oranı gibi politikalarında yapacağı değişikliklere ilişkin beklentiler bile piyasalarda sert hareketleri görülmesine neden olabilmektedir. Dolayısı ile dünyanın en büyük merkez bankası olan FED ve yürüttüğü para politikaları, yatırımcılar için önem derecesi yüksek piyasa gelişmeleri arasında öne çıkan başlıca unsur olarak dikkat çekmektedir.