Arbitraj Nedir? Nasıl Hesaplanır?
Düşünün ki, iki benzin istasyonunda mazotun litre fiyatı arasında küçük bir fark var. Eğer tüketici bu farkı görür ve iki ürünün tamamen aynı standartta olduğuna inanırsa, elbette ucuz olandan alır.
Aslında imkan olsa, ucuz olandan alıp pahalı satmak ister; ancak bu günlük hayatta kolay değildir. Finans dünyasında ise bu düşünce bir hayalden öte, yaygın bir şekilde uygulanan bir işlem stratejisidir.
Arbitraj Nedir?
Arbitraj, aynı varlığın farklı piyasalarda oluşan fiyat farkını eş zamanlı alım-satım yoluyla değerlendirerek risksiz kazanç elde etme işlemidir. Bu tür işlemlerde temel prensip, bir piyasadan düşük fiyata alırken diğerinde aynı anda daha yüksek fiyata satma yaklaşımı üzerine kuruludur. Bu yolla yatırımcı, yalnızca aradaki fiyat farkı kadar kazanç elde ederken, fiyat riskini üstlenmez.
Bu tür fırsatlar, piyasaların her zaman tam verimli işlememesi nedeniyle ortaya çıkar ve genellikle çok kısa ömürlüdür. Çünkü fiyatlar, arbitrajcılar sayesinde, çoğunlukla saniyeler içinde dengelenir. İşte bu yüzden günümüzde arbitraj, insan refleksinden çok algoritmaların hızına dayanan, teknolojiyle yarışılan bir alan hâline gelmiştir. Öyle ki büyük fonlar ve algoritmik işlem sistemleri, milisaniyelik farkları bile tespit edip değerlendirebilmek için adeta zamanla yarışır.
Arbitraj Nasıl Yapılır?
Arbitraj fırsatları farklı biçimlerde ortaya çıkabilir. Bunlar arasında en temel olanı, aynı varlığın farklı piyasalarda ya da aracı kurumlarda oluşan fiyat farklılıklarından kaynaklanan arbitraj imkânlarıdır. Ancak bu tür olanakları değerlendirmede kritik unsur, yatırımcının farklı platformlara eş zamanlı erişim sağlayabilmesidir.
Örneğin finans dünyasında en sık görülen arbitraj türlerden biri bid–ask spread arbitrajıdır ve bu mekanizma, farklı kurumlar arasında bir varlığın alış fiyatı (bid) ile satış fiyatı (ask) arasındaki fark üzerinden kazanç elde etme mantığına dayanır. Şimdi bunu bir arbitraj örneği ile daha iyi kavrayalım.
Diyelim ki X aracı kurumunda ons altının bid fiyatı 2.000 dolar, ask fiyatı 2.002 dolarken; Y aracı kurumunda ise bid fiyatı 2.005 dolar, ask fiyatı 2.007 dolar olsun. Eğer yatırımcı X’ten 2.002 dolardan alıp Y’de 2.005 dolardan satarak eş zamanlı işlem yapabiliyorsa, aradaki fark kapanana kadar ons başına 3 dolar kazanç elde etmiş olacaktır.
Elbette burada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Öncelikle, başta da belirtildiği gibi yatırımcının eş zamanlı alım-satım yapma imkânına sahip olması gerekir; çünkü söz konusu fiyat farkları genellikle çok kısa sürede kapanır. Ayrıca, varsa komisyon, işlem ücreti ve slipaj (işlem sırasında oluşan fiyat kayması) gibi unsurlar da arbitrajdan elde edilen kazancı aşmamalıdır.
Arbitraj Nasıl Hesaplanır?
Arbitraj hesaplaması, yapılan işlemler sonucunda elde edilecek net kârın belirlenmesidir. Bu kâr, alım ve satım fiyatları arasındaki farktan tüm maliyetlerin düşülmesiyle bulunur. Formül şöyledir:
Net kâr = (Satış Fiyatı–Alış Fiyatı) * Miktar − İşlem Masrafları
Diğer yandan bununla ilişkili olarak arbitraj oranı da hesaplanabilir ve bu da, yapılan işlem neticesinde elde edilen yüzdesel kârı ortaya çıkarır. Arbitraj oranını ise şu şekilde formüle edilebilir:
Net Arbitraj Oranı = [(Satış Fiyatı – Alış Fiyatı) * Miktar - İşlem Masrafları] / Alış Fiyatı ×100
Arbitraj oranı, ortaya çıkan fiyat farkının ekonomik olarak anlamlı olup olmadığını gösterir. Başka bir ifadeyle, oran pozitifse arbitraj yapılabilir; negatifse piyasada arbitraj olanağı yoktur.
Üçgen Döviz Arbitrajı
Bir piyasadan ucuza alınıp eş zamanlı olarak diğer piyasada daha pahalıya satım işlemine basit arbitraj denir ve genellikle mekânsal ya da bid–ask spread farklarından kaynaklanan aracı kurumlar arası arbitraj olarak karşımıza çıkar.
Ancak döviz arbitrajının uygulaması biraz daha karmaşık olan üçgen arbitraj denilen bir türü de vardır. Bu yöntemde, üç farklı döviz kuru arasındaki tutarsızlıklardan yararlanılır. Yani A para birimi B’ye, ardından B C’ye, son olarak C tekrar A’ya çevrilir ve işlemin sonunda başlangıçtaki miktardan daha fazla A para birimi elde edilir.
Burada önemli kavramlardan biri de implied kurdur: İmplied ya da Türkçe karşılığı ile örtülü kur; iki döviz kuru üzerinden türetilen ve üçüncü dövize teorik olarak geçişi sağlayan kur seviyesini ifade eder. Sonuç itibariyle eğer piyasadaki gerçek kur, implied kurdan sapmışsa burada bir üçgen arbitraj fırsatı doğmuş demektir.
Örneğin varsayımsal olarak Forex piyasasında fiyatlamaların aşağıdaki şekilde olduğunu kabul edelim:
Bu durumda 1.000 Euro’yu doğrudan Türk Lirası’na çevirirsek 48.890 TL alacağız. Ancak işlemi Euro’yu önce Dolar’a, ardından Türk Lirası’na çevirerek yaparsak:
- EUR → USD: 1.000 EUR × 1,1740 = 1.174 USD
- USD → TRY: 1.174 USD × 41,6895 = 48.943,47 TRY
Bu TL miktarını yeniden Euro’ya çevirdiğimizde:
- TRY → EUR:943,47 TL ÷ 48,89 ≈ 1.001,09 EUR
Dolayısıyla, başlangıçta elimizde 1.000 EUR bulunurken, üçgen arbitraj ile risksiz bir şekilde ≈1.001,09 EUR elde ediyoruz. Aradaki fark (=≈1,09 EUR), teorik arbitraj fırsatını gösterir.
Şimdi buradan yola çıkarak üç işlemle üçgen arbitraj mantığını özetleyelim:
- EUR → USD: Eldeki Euro, EUR/USD paritesinden Dolar’a çevrilir.
- USD → TRY: Alınan Dolar, USD/TRY kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilir.
- TRY → EUR: Elde edilen TL, EUR/TRY kuru üzerinden yeniden Euro’ya çevrilir.
Diğer yandan bu tür arbitrajlar dışında, arbitraj türleri kapsamında vadeli işlem arbitrajı, risk arbitrajı ve istatistiksel arbitraj türlerinden söz edebiliriz.
Diğer Arbitraj Türleri
Vadeli İşlem Arbitrajı
Vadeli işlem arbitrajı, spot ve vadeli piyasa fiyatları arasındaki teorik denge bozulduğunda ortaya çıkar. Finansal literatürde bu teorik değer “fair value” olarak adlandırılır. Bu değer, bir varlığı vadeye kadar elde tutmanın net maliyeti olan taşıma maliyeti (carry cost) ile belirlenir. Taşıma maliyeti faiz oranlarını, saklama giderlerini ve temettü gibi getirileri içerir. Vadeli arbitraj, fiili vadeli fiyat, teorik/fair değerin üzerindeyse “spot alım + vadeli satım”, altında ise bunun tersi işlem yapılarak gerçekleştirilir.
Örneğin, spot piyasada bir hisse senedi 100 TL iken, üç ay vadeli kontratı 105 TL’den işlem görüyorsa ve teorik vadeli fiyat 103 TL ise, fazladan oluşan 2 TL’lik fark arbitraj fırsatı yaratır. Bu durumda yatırımcı, spot piyasadan hisse alıp vadeli kontratı satarak risksiz kazanç elde edebilir.
Risk Arbitrajı
Risk arbitrajı, genellikle şirket birleşmeleri, devralmalar veya yeniden yapılandırmalar gibi durumlarda ortaya çıkar. Burada yatırımcı, birleşme veya devralma fiyatı ile mevcut piyasa fiyatı arasındaki farkı değerlendirmeyi amaçlar.
Örneğin, bir şirketin devralma fiyatı hisse başına 50 TL olarak belirlenmişse ve hisse piyasada 47 TL’den işlem görüyorsa, yatırımcı hisseyi alarak anlaşmanın tamamlanmasını bekleyebilir. Anlaşma resmi olarak tamamlandığında yatırımcıya hisse başına 50 TL ödenir ve bu ödeme, yatırımcının sahip olduğu hisselerin mülkiyet hakkına dayanır. Ancak düzenleyici onay süreçleri veya anlaşmadaki cayma hakları nedeniyle süreç tamamlanmayabilir. Dolayısıyla buradaki temel risk, anlaşmanın beklendiği şekilde sonuçlanmamasıdır.
İstatistiksel Arbitraj
İstatistiksel arbitraj, geçmiş fiyat ilişkilerine dayalı modellerle kısa vadeli fiyat sapmalarından kazanç sağlamayı hedefler. Bu işlem birbirine yüksek korelasyonlu iki hisse senedinde, fiyatlardan biri diğerine göre aşırı saparsa uygulanır ve yatırımcı düşük fiyatlı olanı alıp yüksek fiyatlı olanı satarak farkın kapanması beklentisiyle hareket eder. Bu işleme pair trade de denir.
Örneğin Turkcell–Türk Telekom veya Koç Holding–Sabancı Holding gibi hisselerde, nispi fiyatlamalar tarihsel seviyelerden aşırı saparsa, düşük olan alınır, yüksek olan satılır ve istatistiksel arbitraj gerçekleştirilmiş olur.
Arbitraj Fonları
Bireysel yatırımcılar için arbitraj fırsatlarını değerlendirmek, yüksek teknoloji, hızlı işlem sistemleri ve yeterli likidite gerektirir. Ancak arbitraj stratejilerini uygulayan arbitraj fonları, yatırımcılara bu fırsatlardan dolaylı olarak yararlanma imkânı sunar.
Arbitraj fonları, Türkiye'de ayrı bir şemsiye fon türü olarak tanımlanmamıştır ve genellikle serbest fonlar kategorisi altında bir strateji olarak uygulanır. Nitekim mevcut durumda (6.10.2025) TEFAS platformunda unvanında "arbitraj" kelimesi bulunan fonları filtrelediğimizde, karşımıza çıkan 42 yatırım fonunun serbest fon türünde olduğu ve bunlardan 21'i’nin TEFAS'ta aktif olarak işlem açık olduğu görülmektedir (bkz. TEFAS). Dolayısıyla nitelikli yatırımcılar, bu 21 fona yatırım hesapları üzerinden kolaylıkla erişebilir.
Arbitraj İşlemlerinde Vergilendirme
Arbitraj işlemlerinde vergi oranı, yapılan işlemin niteliğine göre değişir. Örneğin hisse senedi, döviz veya türev ürünler üzerinden yapılan arbitraj işlemleri, ilgili piyasanın vergilendirme esaslarına tabidir.
Arbitraj stratejisi uygulayan fonlarda ise vergilendirme, ilgili fonun türüne bağlıdır. İncelemede görüldüğü üzere şu anda bu stratejiyi takip eden fonlar Serbest Fon şemsiyesi altında yer almaktadır ve mevcut düzenlemelere göre bu fonlarda kazançlar, şu an için %17,5 stopaj oranına tabidir (2025). Ancak bu oranlar zamanla değişebilir ve bu nedenle yatırımcıların güncel mevzuat ve fon izahnamelerini takip etmesi önemlidir.
Son olarak, birçok yatırımcı tarafından içeriği sorgulanan vergi arbitrajı terimi ise, bağlam olarak finansal arbitrajdan farklı bir anlam taşır. Bu kavram, farklı ülkeler veya varlık türleri arasındaki vergi oranı farklılıklarından yararlanarak vergi yükünü azaltmayı amaçlayan işlemleri ifade eder ve bu yaklaşım, piyasa fiyat farklarından değil, vergi düzenlemelerindeki asimetrilerden doğan avantajlara atıf yapar. Örneğin, farklı ülkelerdeki gelir vergisi oranları veya vergi teşviklerinden faydalanmak bu kapsamda değerlendirilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Arbitraj, aynı varlığın farklı piyasalarda oluşan fiyat farklarından yararlanarak risksiz veya düşük riskli kazanç elde etme stratejisidir.
Yatırımcı, düşük fiyatlı piyasadan alım yaparken yüksek fiyatlı piyasada eşzamanlı satış gerçekleştirir. Böylece fiyat farkından kâr elde edilir.
Arbitraj kârı, satış fiyatı ile alış fiyatı arasındaki farktan işlem maliyetleri çıkarılarak hesaplanır.
Arbitraj oranı, fiyat farkının yüzdesel ifadesidir. Piyasalar arası fiyat farkı ve döviz kuru gibi değişkenler dikkate alınarak belirlenir.
Üçgen arbitraj, üç farklı döviz çifti üzerinden zincirleme işlemler yapılarak gerçekleştirilen bir arbitraj türüdür. Yatırımcı, A para birimini B’ye, B’yi C’ye ve son olarak C’yi tekrar A’ya çevirir. Eğer işlemler sonunda başlangıçtaki miktardan daha fazla A elde ediliyorsa, teorik olarak risksiz bir kazanç sağlanmış olur.
Arbitraj fonu, profesyonel yönetim altında arbitraj stratejileri uygulayan yatırım fonlarını ifade eder. Bireysel arbitrajdan farkı, yatırımcı yerine fon yönetiminin işlemleri yönetmesidir.
Likidite yetersizliği, slipaj (fiyat kayması), zamanlama hataları ve beklenmedik fiyat dalgalanmaları arbitraj işlemlerinde temel risklerdir.
Arbitrajda İşlem maliyetleri ve komisyonların kâra etkisi diğer işlem türlerinde olduğu gibidir ve işlem maliyetleri arbitraj marjını doğrudan azaltır.
Volatilitenin yüksek, piyasa verimliliğinin düşük olduğu dönemlerde arbitraj fırsatları genellikle daha sık görülür.
Vergi arbitrajı, farklı vergi oranları, düzenlemeleri veya ülkeler arasındaki vergi uygulamalarından kaynaklanan farklardan yararlanarak vergi yükünü azaltma stratejisidir. Finansal arbitrajdan farklı olarak, burada amaç fiyat farkından değil, vergi avantajından faydalanmaktır.