Enflasyon Muhasebesi Nedir? Nasıl Yapılır ve Avantajları Neler?
Enflasyon, fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artış olarak tanımlanır. Yüksek enflasyon, makro-ekonomik dengeleri birçok yönden olumsuz etkilemenin yanında, şirketlerin tüm paydaşları açısından önemli olan finansal tabloların gerçeği yansıtma kabiliyetinde de aşınma meydana getirir. Bunun en birincil sebebi, yüksek enflasyon sebebiyle paranın satın alma gücünde yaşanan sürekli erozyona bağlı olarak; parasal olmayan kıymetlerin nominal ifadelerinin cari satın alma gücünü ortaya koymaktan gittikçe uzaklaşmaya başlamasıdır.
Enflasyon oranı belirli sınırları aşmadığı takdirde, finansal tablolar açısından, enflasyonun parasal olmayan değerlerde yarattığı yanıltıcı etki de sınırlı olur. Diğer taraftan belirli bir eşiği aşan enflasyon oranları söz konusu olduğunda, finansal tablolara enflasyon düzeltmesi yapılması bir gereklilik haline gelir. Zira paranın satın alma gücünde yaşanan hızlı değişim, farklı zamanlarda yapılan kayıtların gerek gerçek durumu yansıtma gerekse karşılaştırılabilir olma özelliğinin kaybolmasına sebep olur. Bu gibi durumlarda, finansal tablolar üzerinde yapılan enflasyon düzeltmesi uygulamasına ise enflasyon muhasebesi denir.
Enflasyon Muhasebesi Nedir?
Finansal raporlamanın amacı, yatırımcılar da dahil olmak üzere, bir şirketin tüm paydaşlarına, şirketin finansal durum ve performansı hakkında gerçeklerle tutarlı bilgiler sunmaktır. Şirket finansallarının, şirketin durum ve performansını gerçeğe uygun olarak yansıtabilmesi ise, finansal kalemlerin cari satın alma gücüne en yakın şekilde ifadesi ile mümkündür.
Bu bakımdan enflasyon muhasebesi; şirket finansal raporlarının cari satın alma gücünü daha iyi yansıtır olmasına ve geçmişle karşılaştırma yapılmayı daha anlamlı hale getirmeye yönelik yapılan bir düzeltme işlemi olarak tanımlanabilir.
Bu bakımdan enflasyon muhasebesi, yüksek enflasyon ortamında, parasal olmayan kalemlerin tarihi maliyetlerinin, cari satın alma gücünü yansıtmaktan çok uzaklaşması sonucunda, parasal olmayan kıymetlerin genel bir fiyat endekslerine göre ayarlanma ihtiyacından doğan bir uygulamadır.
Enflasyon muhasebesinin avantajları arasında; enflasyon sebebiyle mali tablolarda oluşan fiktif kârlılığın giderilmesi ve düzeltmeye tabi aktif ve pasif kalemlerin cari satın alma gücüyle gösterilmesi sayesinde şirket paydaşlarına gerçeğe daha uygun bir finansal bilgilendirme sağlanması ve geçmiş karşılaştırmaların daha tutarlı ve sağlıklı yapılmasına imkan tanınması sayılabilir.
Enflasyon Muhasebesi Ne Zaman Uygulanır?
Enflasyon muhasebesinin hangi koşullarda ve ne zaman uygulanması gerektiği ile ilgili VUK (Vergi Usul Kanunu) ve TMS 29 arasında farklı şartlar söz konusudur.
Vergi Usul Kanunu, ÜFE’in içinde bulunulan dönem dahil, son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde %10'dan fazla olması halinde enflasyon düzeltmesi uygulanması gerektiği hükmünü içerir. 2021 sonu itibarıyla bu şartlar gerçekleşmiş olmasına rağmen 7352 sayılı yasayla Vergi Usul Kanunu’na eklenen geçici 33. madde ile bu uygulama 2023 sonuna kadar ertelenmiştir. 2023 hesap dönemi sonunda ise VUK’ne göre bilançolar enflasyon düzeltmesine tabi tutulacaktır. Ancak, 2023 hesap dönemine ait vergi matrahı, düzeltme öncesi mali tablolara göre tespit edilen kârlar üzerinden hesaplanacak; 2024 yılından itibaren ise, 2023 dönem sonunun düzeltme farkları da dâhil olmak üzere, söz konusu düzeltme farkları gelir tablosu ile ilişkilendirilerek vergi matrahını etkileyecektir.
Diğer taraftan borsada halka açık şirketlerin de finansal raporlamada esas aldığı Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) kapsamında yer alan TMS 29’a göre enflasyon muhasebesi uygulamasına koşul oluşturan durumlar şu şekildedir;
- (a) Nüfusun çoğunluğu servetini parasal olmayan varlıklarda ya da nispeten istikrarlı bir yabancı para biriminde tutmayı tercih eder. Elde tutulan yerel para, satın alma gücünü korumak üzere hemen yatırıma dönüştürme vb suretiyle değerlendirilir;
- (b) Nüfusun çoğunluğu parasal tutarları yerel para biriminden değil, nispeten istikrarlı bir döviz cinsinden dikkate alır. Fiyatlar da bu döviz cinsinden belirlenebilir;
- (c) Kredili satış ve satın almalardaki fiyatlar; süre kısa bile olsa, kredi süresi boyunca satın alma gücünde beklenen zararları karşılayacak şekilde belirlenir;
- (d) Faiz oranları, ücretler ve fiyatlar bir ‘fiyat endeksi ’ne bağlıdır ve
- (e) Son üç yılın kümülatif enflasyon oranı %100’e yaklaşmakta ya da aşmaktadır.
Görüleceği üzere TMS 29’a göre enflasyon muhasebesi ile şartları kesin bir orana bağlanmamış ve bunun uygulamaya konulması takdiri Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun (KGK) yetkisine bırakılmıştır.
TFRS’ye göre finansal tablo hazırlaması gereken şirketler için enflasyon muhasebesi ne zaman uygulanacak sorusuna gelecek olunursa da, KGK bununla ilgili yaptığı 23 Kasım 2023 tarihli duyurusunda, 2023 yılı sonu itibariyle enflasyon düzeltmesi yapılacağını duyurdu.
Özetle, hem VUK’ne, hem de TFRS’ye göre hazırlanan 2023 senesine ait yıllık bilançolar enflasyon muhasebesi uygulaması ile hazırlanacak. Diğer taraftan enflasyon muhasebesinin vergisel etkisi ise 2024 yılından sonra (2024 yıl finansalları üzerinden hesaplanacak vergi matrahı dâhil) karşımıza çıkacak.
Hangi Şirketler veya Sektörler Enflasyon Muhasebesi Yapmalıdır?
Fonksiyonel para birimi TL dışında olan şirketler enflasyon muhasebesi uygulaması yapmayacaklar; çünkü bilindiği üzere enflasyon, yerel para biriminin satın alma gücü ile ilişkili bir değişkendir.
Ayrıca bunun dışında bir istisna daha söz konusu. Buna göre KGK enflasyon muhasebesi uygulanması ile ilgili yaptığı duyuruda kendi alanlarında düzenleme ve denetleme yapmakla yetkili kurumlara enflasyon muhasebesinin uygulanmasına yönelik farklı geçiş tarihleri belirleme konusunda yetki tanımıştı.
Bunun üzerine Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) 6 Aralık 2023 tarihli açıklamasında sigorta, reasürans ve emeklilik şirketlerinin enflasyon düzeltmesine tabi olmayacağını duyurdu.
12 Aralık 2023’te gelen BDDK duyurusunda ise, yine benzer şekilde; bankalar; finansal kiralama, faktoring, finansman, tasarruf finansman ve varlık yönetim şirketlerinin 31 Aralık 2023 tarihli finansal tablolarının TMS 29 kapsamında yapılması gereken enflasyon düzeltmesine tabi tutulmamasına karar verildiği bilgisi kamuyla paylaşıldı.
SPK ise 28 Aralık 2023 tarihli bülteninde yaptığı duyuru ile kendi finansal raporlama düzenlemelerine tabi şirketlerin, 31 Aralık 2023 tarihli finansallarına enflasyon muhasebesi uygulanmasına karar verildiğini açıkladı.
Enflasyon Muhasebesi Nasıl Yapılır?
Enflasyon muhasebesi uygulamasında, raporlama dönemi sonu itibariyle parasal olmayan bilanço kalemleri, genel bir fiyat endeksi kullanılarak düzeltilir. Parasal kalemler için ise böyle bir ihtiyaç söz konusu değildir, çünkü enflasyon neticesinde parasal kıymetlerin satın alma gücünde değişim olmasına rağmen, nominal değerlerinde bir farklılaşma olmaz.
Dolayısıyla enflasyon muhasebesi uygulanması öncelikle parasal ve parasal olmayan kalemlerin belirlenmesi ile başlar.
Ardından parasal olmayan kalemler ile ilgili yapılacak enflasyon düzeltmesi için esas alınacak tarihler saptanır.
Düzeltmeye esas tarihler belirlendikten sonra ise, söz konusu tarih ile enflasyon muhasebesinin uygulandığı tarihe endekslemenin yapılmasını sağlayacak düzeltme katsayısı hesaplanarak, bu katsayı düzeltilecek tutar çarpılır.
KGK yönlendirmesi uyarınca finansal tabloların enflasyona göre düzeltilmesinde kullanılacak endeks, satın alma gücünü en iyi yansıtan fiyat endeksi olması bakımından Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından aylık yayımlanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) olarak belirlenmiştir. Vergi Usul Kanunu kapsamında yapılacak enflasyon düzeltmesi uygulamasında esas alınan gösterge ise ÜFE olacaktır.
Enflasyon Muhasebesi Örnekleri
KGK tarafından yayımlanan rehbere göre enflasyon muhasebesi düzeltme katsayısı hesaplamasında kullanılan formül şu şekildedir:
Düzeltme Katsayısı = Finansal Tablodaki Tutar x Raporlama Dönemi Sonundaki TÜFE İşlem/Kayıt Ayındaki TÜFE
Bu formül uyarınca 2022 ve 2023 TÜFE Endeks değerini sırasıyla 1128,45, 1859,38 olarak alırsak, 2022 yılı için düzeltme katsayısını 1859,38/1128,45=1,64773 olarak hesaplayabiliriz.
Bu durumda, örneğin 2022 yılı sonunda 1000.000 TL’ye aktifleştirilen bir taşıtın 2023 yıl sonu bilançosunda gösterimi 1000.000 TL* 1,64773=1.647.730 TL şeklinde olacaktır.
Diğer taraftan gelir tablosu kalemleri için de endeksleme yapılacaktır. Buna göre de örneğin 2023 1. Çeyrek’te 1000.000 TL hasılat açıklayan bir şirketin, 1. Çeyrek hasılatı, yıllık finansal rapora sene sonuna endekslenerek taşınmış değeri ile etki edecektir. Bu durumda örneğin düzeltme katsayısı 1,5 kabul edilirse, sene sonu hasılatında 1. Çeyrek etkisi 1.000.000*1,5= 1.500.000 TL olacaktır.*
Ayrıca enflasyon düzeltmesi uygulaması devam ettiği sürece, enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş parasal olmayan kıymetler izleyen yıllarda da taşıma katsayısı ile tekrar düzeltme işlemine tabi tutulur. Taşıma katsayısı, mali tabloların ait olduğu tarihe ilişkin fiyat endeksinin, bir önceki dönemin sonundaki fiyat endeksine bölünmesiyle elde edilen katsayıyı ifade etmektedir.
*Uygulamada aylık Tüfe esas alınır.
Enflasyon Muhasebesi Bilançoyu Nasıl Etkiler?
Enflasyon düzeltmesi neticesinde bilançoların gerek aktif gerekse pasif tarafında parasal olmayan kalemlerde artış meydana gelecektir. Dolayısıyla bilanço aktifinde parasal olmayan kalemlerin tutarı, bilançonun pasifinde yer alan parasal olmayan kalemlerin tutarından daha yüksek olan şirketlerin bilançolarında parasal kazanç üzerinden pozitif bir etki oluşması beklenebilir. Bu bakımdan özellikle Duran Varlık/Özsermaye rasyosu yüksek olan şirketler (duran varlık kalemlerinin birçok şirket için en büyük parasal olmayan kalemleri içermesi sebebiyle), duran varlık düzeltmesi ile sermaye düzeltmesi arasındaki farkı, parasal kazanç olarak tanımlayarak; bunu açılış bilançosunda geçmiş yıl kârı olarak yazabilir.
Artan özsermaye, P/DD rasyosunun daha düşük ve daha cazip bir seviyeye indirir; fakat özsermayedeki artış, aynı kârlılık varsayımında özsermaye kârlılığını da düşürücü bir etki yapar. Bu bakımından elde edilecek etkinin bütünsel analizinin yapılması gerekir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta da, aktifteki ve pasifteki parasal olmayan her bir kalem düzeltmesinde kullanılacak katsayının düzeltmeye esas alınacak tarihlerinin farklı olması dolayısıyla değişebileceğidir. Bu yüzden herhangi bir şirket bilançosunda, parasal olmayan tüm kalemlerdeki enflasyon düzeltmesi etkisinin aynı oranda olmayacağı unutulmamalıdır. Bu yüzden bir şirketin enflasyon düzeltmesi ile bilançosunda parasal kazanç yazmasında; bilanço kompozisyonundaki aktiflerde duran varlık, pasif tarafta ise yabancı kaynak ağırlığı kadar; söz konusu duran varlıkların ne kadar eski tarih ile kayıt altına alındığı da önemli bir faktördür.
Enflasyon Muhasebesi Gelir Tablosunu Nasıl Etkiler?
Enflasyon muhasebesi sonrası ortaya çıkan resmin, gelir tablosuna da pozitif ve negatif yansımaları olabilir.
İlk olarak enflasyon düzeltmesi neticesinde şirketlerin büyüme performanslarında farklı bir görünüm ortaya çıkması muhtemeldir. Bunun sebebi, geçmişe yönelik finansal karşılaştırmalarda reel büyüme ile nominal büyüme arasında fark ortaya çıkmasıdır. Örneğin düzeltme olmadan satışlarını senelik %100 artırmış bir şirketin, geçmiş gelir tablolarının da endekslenmesi sonrasında, satışlarındaki reel büyümenin daha düşük bir düzeye indiği görülebilir.
İkinci olarak, yüksek enflasyon ortamında amortismana tabi varlıkların tarihi maliyetle kaydı, amortisman tutarının satın alma gücüne göre olduğundan az görünmesine sebep olur. Amortismanların gerçek durumu yansıtmaması, kârın ve kâr marjlarının olduğundan daha fazla hesaplanmasına sebep olur ve vergi matrahını da yüksektir.
Diğer taraftan stok değerlemesi için benimsenen yöntem de raporlanan net geliri farklı şekillerde etkiler. Yüksek enflasyon dönemlerinde ilk giren ilk çıkar (FIFO) yöntemi, hesaplanan kârı satılan malın maliyetinin satın alma gücünü yansıtmaktan uzaklaşması sebebiyle fazla gösterir. Bu bakımdan enflasyon dönemlerinde son giren ilk çıkar (LIFO) stok değerleme yönteminin gelir tablosu açısından enflasyondan arındırma işlevi daha fazladır. Ancak bu yöntem de bilançodaki stokların cari satın alma gücüne göre düşük tutarlardan görünmesini sebep olurken; bu da varlıkların getirisinde (ROA) ve dolaylı olarak özsermaye getirisinde (ROE) yukarı yönlü bir eğilime neden olur. Fakat netice itibariyle her durumda da, gelir ve varlık bazında reel durum gösteriminden belirli ölçüde kopma yaşanır.
Bu bakımdan amortisman ve stok değerlemesini satın alma gücünü yansıtır hale getiren bir enflasyon düzeltmesi, şirketin kârlılık ve büyüme performansını da daha iyi yansıtır duruma getirir. Bu durum enflasyon düzeltmesi neticesinde, bazı şirketlerde brüt ve faaliyet kâr marjlarının olumsuz etkilenmesine sebep olmuş gibi görünebilir. Fakat bu noktada kıyas yapılırken asıl bakılması gereken, enflasyon muhasebesi uygulanmış tablolar olmalıdır. Diğer taraftan stok devir hızı yüksek ve LIFO yöntemiyle stok değerlemesi yapan şirketlerde satılan malın maliyeti üzerinden brüt kâr marjına etkinin daha düşük olacağı beklenebilir. Ancak bilanço etkisi bakımında stok devir hızı yüksekliği parasal kazancı sınırlar, çünkü yüksek devir hızı düşük stok tutma süresi demektir. Bu durum ise stok değerlerini cari fiyatlara yakınlaştırır. Stok değerleme yöntemi açısından ise tam tersi geçerlidir; çünkü LIFO yöntemi ile envanter tutan şirketlerde, son girenler satılmış göründüğünden, bilançodaki stok kalemini daha geri tarihi atar. Bu da stok endekslemesi neticesinde yaşanan artışı ve dolayısıyla parasal kazanç sağlama olasılığını güçlendirir.
Enflasyon muhasebesinin gelir tablosuna bir diğer yansıması da parasal kazanç ve kayıp unsurudur. Gelir tablosunda yer alan bu kalem, literatürde aynı zamanda “net parasal pozisyon kazanç veya kaybı” olarak da geçer. Enflasyon dönemlerinde borçlarından daha fazla parasal varlık bulunduran işletmeler satınalma gücü kaybına uğrar. Aksine borçları parasal varlıklardan çok olan işletmeler ise satın alma gücü artışı sağlar. Dolayısıyla net parasal pozisyonu (parasal varlık ile parasal yükümlülükler arasındaki fark) kısa olan şirketlerin, enflasyon düzeltmesi ile parasal kazanç yazmaları ve bunun da net kâr tutarına katkı sağlaması beklenebilir.
Sonuç olarak enflasyon düzeltmesi gelir tablosunu, satılan malın maliyeti, amortisman tutarları, parasal kayıp ve kazançlar üzerinden etkilemektedir. Bu da şirketlerin F/K gibi kazanç ile ilişkili rasyolarında değişime sebep olabilir.
Öte yandan enflasyon muhasebesi uygulamasının vergi matrahına etkisi devreye girinceye kadar şirketlerin nakit akışı tarafında fiili bir farklılık yaratmayacağı bilinmelidir. Ancak yapılacak enflasyon düzeltmesi ile mevcut durumun ifadesi farklılaşarak, yapılan analizlerdeki çıkarım ve yorumlamaları etkileyecektir. Bu noktada yapılan analizlerde, şirket özelinde bir inceleme yapılmasında ve enflasyon muhasebesinin finansallara etkisinin çok yönlü olarak ele alınmasında fayda vardır.
Sıkça Sorulan Sorular
Enflasyon muhasebesi şirket mali tablolarının cari satın alma gücünü yansıtacak şekilde belirli bir fiyat endeksi ile düzeltme çalışmasıdır. Enflasyon muhasebesi uygulamasının önemi, şirketlerin mali durum ve performansını gerçeklerle daha tutarlı bir şekilde gösterme amacını taşımasıdır.
Enflasyon muhasebesi şirketler tarafından yasal finansallara ek bilgilendirme olarak sunulabilir. Ancak zorunlu uygulama VUK ve KGK gibi yasal mevzuat ve karar alıcıların takdiriyle hayata geçmektedir.
Enflasyon muhasebesi uygulamalarında farklı yöntemler kullanılabilir. Ülkemizde yapılan uygulama ise, TÜFE veya ÜFE gibi genel fiyat düzeyindeki değişimi yansıtan endeksler üzerinden hesaplanan düzeltme katsayılarının kullanılması esasına dayanır.
Enflasyon muhasebesi ile ortaya çıkan sonuçlar vergi matrahına esas alınmadıkça nakit giriş-çıkışını etkilemez. Ancak enflasyon muhasebesi uygulaması, mevcut finansal durumun gösterimini cari satın alma gücünü daha sağlıklı yansıtır biçime dönüştürür ve geçmiş karşılaştırmaları için daha tutarlı bir görünüm sağlar.