Forex Piyasasında Enflasyonun Önemi
Enflasyon, fiyatlar genel düzeyindeki sürekli ve hissedilir artış olarak tanımlanmaktadır. Bu ifadenin içerisinde geçen ‘fiyatlar genel düzeyi’ kavramı ise, ilgili ekonomide yer alan tüketicilerin alışkanlıklarına uygun olarak seçilen belirli mal ve hizmetlerin parasal karşılığıdır. Bir ülkede fiyat istikrarının sağlanması merkez bankaları için öncelikli ve vazgeçilmez bir unsur olduğu için, enflasyon, uygulanan para politikalarında belirleyici rol alan önemli maddeler arasında değerlendirilmektedir.
Enflasyondaki yüzdelik artışlarıifade eden enflasyon oranı, ekonomi içerisindeki mal ve hizmetlerin genel olarak ne kadarlık bir hızla yükseldiğini ya da düştüğünü göstermektedir. Söz konusu bu oran, ülkenin parasının satın alma gücü ve fiyatların istikrarlı bir seyir içerisinde bulunup bulunmadığına ilişkin bir gösterge olduğu için, merkez bankaları tarafından ekonominin işlerliği içerisinde izlenen en önemli veriler arasında yer almaktadır. Çeşitlerinin ve nedenlerinin yanında enflasyon oranı, herhangi bir merkez bankasının para politikalarındaki olası değişiklikler için yatırımcılara rehberlik edebileceği için, Forex piyasası katılımcıları tarafından da dikkatle takip edilmektedir.
Dünyanın önde gelen iktisat profesörleri ve ekonomistlerin bir ülkede gerçekleşmesi istenen enflasyon oranını %2 olarak tanımlamaları, birçok merkez bankasının da stratejilerini %2’lik bir enflasyon oranı hedefleyerek belirlemelerine katkı sağlamaktadır. Genel görüş, herhangi bir ekonomik yapı içerisinde enflasyon oranının %2’nin çok üzerinde ya da çok altında olmasının, ilgili ekonomi için sorun teşkil edebileceği yönündedir. Dolayısı ile ülkenin para politikalarını yönlendirmekle sorumlu olan merkez bankalarının da görmek istedikleri enflasyon oranı %2 civarında bir fiyat artışının gerçekleşmesidir. Bir ekonomide insanların ekonomiye olan güveni ve finansal sağlık, ekonomik faaliyetlerin devam edebilmesi için en önemli başlıklardır. Fiyat istikrarı da bu güvenin sağlanması için gerekli maddeler arasında ilk sırada bulunduğu için, merkez bankalarının öncelikli görevi tüketim ve üretimin devamlılığı için gerekli güveni tahsis edecek, fiyat istikrarını sağlayacak politikalar izlemektir. Tabi ki ekonomi dinamik bir yapıya sahip olduğu için enflasyon oranı da sürekli değişiklikler gösterebilmektedir ancak amaç yine de,fiyatlarda minimum dalgalanmanın (sert fiyat değişimlerinin gerçekleşmemesini) ve öngörülebilir ekonomik şartların oluşmasını sağlamaktır.Bazı merkez bankaları enflasyon oranına daha hassas bir tutum sergilerken, bazıları ise para politikalarında enflasyon oranı nedeni ile yapılacak değişikliklerde, daha katı bir tavır içerisinde olabilmektedir. Bu noktalarda ise, banka yetkililerinin açıklamaları ile birlikte öngörüler oluşturmak daha başarılı tahminler yapılmasını sağlayabilmektedir.
Enflasyon oranlarındaki değişim nedeni ile politika faiz oranlarında değişiklik yapan Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB), konu ile ilgili en güzel örnek verilebilecek merkez bankaları arasında yer aldığı söylenebilir. Euro Bölgesi’nde 2011’in ilk aylarındayükselmeye başlayarak yıl içerisinde % 3 civarını gören Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ECB’nin ilgili yıl içerisinde Nisan ve Temmuz ayı toplantılarında 25 baz puanlık faiz artırımları yapmasına neden olmuştu. Diğer taraftan, 2013’ün Kasım ayında Banka’nın 25 baz puan faiz indirimine gitme nedeninin ise, %0.7’ye kadar gerileyen TÜFE (CPI- Consumer Price Index) olduğu ifade edilebilir.
Faiz oranı gibi para biriminin değeri üzerinde çok sert fiyat değişimlerinin gerçekleşmesine neden olabilecek merkez bankasının bu tür politika değişimleri, Forex piyasası yatırımcıları tarafından önemli işlem fırsatları oluşabileceği için yakından takip edilmektedir. Bu paralelde enflasyon oranı ise, merkez bankalarının politikalarında değişiklikler yapılmasına yol açabildiği için dikkatle incelenmektedir.