Özsermaye Kârlılığı Nedir?
Özsermaye karlılığı (Return on Equity - ROE), bir şirketin kârlılığını özsermaye oranlayarak ölçen, önemli ve temel bir finansal ölçüdür; çünkü yüksek bir özsermaye kârlılığı, şirket hissedarlarının, şirket üzerinde sahip oldukları özsermaye miktarına göre güçlü bir getiri elde edildiğini ve özsermayenin etkin bir şekilde kullanıldığını gösterir.
Öte taraftan, özsermaye kârlılığı aynı endüstri veya sektördeki farklı şirketlerin performansını karşılaştırmak veya bir şirketin zaman içindeki genel performansını değerlendirmek için de kullanılabilir.
Ancak bütünlük sağlamak açısından özsermaye kârlılığını ile birlikte diğer finansal ölçütleri de göz önünde bulundurmak ve bu oranı şirketin genel finansal durumu ve iş modeli ile beraber analiz etmek önemlidir.
Özsermaye Karlılığı Nasıl Hesaplanır?
Özsermaye; ödenmiş sermaye ve şirketin dağıtılmamış kârlar gibi otofinansman yoluyla elde etmiş olduğu kazançların toplamından oluşmaktadır ve şu formülle hesaplanır;
Özsermaye = Varlıklar - Yükümlülükler
Şirketin özsermayesi hesaplandıktan sonra, bulunan değer, yıllık net kâr değerine bölünerek özsermaye kârlılığına ulaşılır.
Yıllık net kâr, gelir tablosunda yer alır; diğer yandan özsermaye ise bir bilanço kalemidir. Normalde doğrudan şirket bilançosuna bakılarak şirket özsermayesinin ne kadar olduğu öğrenilebilir. Fakat buradaki incelik, özsermaye kârlılığı rasyosunda kullandığımız özsermaye değerinin, dönem sonu özsermaye tutarı değil, ortalama özsermaye oluşudur. Ortalama özsermaye, dönem başı ve dönem sonu özsermayenin aritmetik ortalamasıdır. Buradan hareketle özsermaye karlılığı rasyosunu da şu şekilde formüle edebiliriz:
Özsermaye Karlılığı = Net Kâr / [(Dönem başı özsermaye + Dönem sonu özsermaye)/2]
Diyelim ki X şirketinin bir yıllık kârı 100 milyon lira olarak gerçekleşti ve bu süre zarfında, ortalama öz sermaye de 250 milyon liraydı.
Bu durumda X şirketinin özsermaye kârlılığını belirlemek için 100 milyon lirayı, 250 milyon liraya böleriz ve bu da bize 0,4, yani %40 değerini verir. Bunun anlamı, özsermayedeki her 1 lira için şirketin 40 kuruş kâr sağladığıdır.
Özsermaye Kârlılığı Neden Önemlidir?
Bir şirketin elde ettiği yıllık kâr, şirketin karlılığı hakkında bize bir ipucu verebilir; fakat sadece kâr miktarına bakılarak şirketin kârlı olup olmadığı hakkında çıkarımda bulunmak zordur. Çünkü bir işten ne kadar kâr edildiğinden çok, bu kâr miktarının ne kadarlık bir yatırım tutarıyla elde edildiği önemlidir.
Bir bütün olarak yatırılan sermayenin getirisi (ROIC) ile ağırlıklı ortalama sermaye maliyeti (WACC) arasındaki ilişkiye bakılarak şirketin değer üretip üretmediği anlaşılır. Yatırılan sermayenin getirisi, sermayenin maliyetinin üstünde oldukça, bu yeni yatırımlarla büyümenin devamlılığının mümkün olduğunu gösterir.
Diğer taraftan yatırılan sermayenin getirisi (ROIC) ile özsermaye kârlılığı (ROE) arasında da bir ilişki vardır, çünkü yatırılan sermayeye (kısa ve uzun vadeli finansal borçlar + özsermaye), özsermaye de dâhildir ve spesifik olarak özsermayenin ne kadar verimli kullanıldığı, özellikle hissedarlar açısından daha önemlidir. Zira özsermaye kârlılığına bakan bir yatırımcı, doğrudan şirket üzerinde hak sahibi olduğu varlıklardan ne kadarlık bir getiri sağlandığını görme imkânına sahip olur. Bu yüzden ROIC, her durumda WACC ile birlikte analize konu olacağı gibi, özsermaye kârlılığı (ROE) da, özsermaye maliyeti (risksiz faiz oranı+ Beta*risk primi) ile birlikte değerlendirilir.
Yüksek özsermaye kârlılığının bir diğer anlamı ise, şirketin dağıtmadığı kârları verimli bir şekilde kullandığını göstermesidir. Özsermayeye oranla yüksek bir kâr tutarı, şirketin zaman içerisinde, dağıtmadığı kârları sermayeye ekleyerek iyi bir büyüme performansı gösterebileceğine yönelik önemli bir işaret olarak yorumlanabilir.
Özsermaye Kârlılığı Yorumlanırken Dikkat Edilecek Hususlar
Şirketler çeşitli sebeplerle bazı dönemlerinde zarar yazabilirler ve bu durum o şirketlerin mutlaka kötü olduğu anlamına gelmez. Fakat şirketlerin zarar açıkladığı ya da kârın önemli ölçüde düştüğü dönemlerde özsermaye kârlılığı da sağlıklı bir ölçüt olmaktan çıkar.
Benzer şekilde, bir şirketin yalnızca bir dönemlik kârının cazip oluşu da, o şirketi doğrudan yatırım yapılabilir bir şirket olarak nitelendirilebilmemiz için yeterli değildir. Bunun nedeni, şirketlerin yalnızca bugüne ait varlıklar olmadığı gerçeğidir. Çünkü her şirket; dünü, bugünü ve yarınıyla bir bütündür. Bu bakımdan, hâlihazırda yüksek ama dönemsel olarak istikrarsız bir özsermaye kârlığı oranına sahip bir şirket, daha düşük ama daha istikrarlı bir özsermaye kârlılığına sahip bir şirkete göre, yatırımcılar tarafından daha az ilgi görebilir. Bu yüzden bir şirketi değerlerken şirketin yalnızca bugününe bakıp fikir üretmek yerine, özsermaye kârlılığının yıllar boyunca gösterdiği seyre bakmak gerekir.
Net kârın doğrudan dönem sonu özsermaye oranlanması yoluyla özsermaye kârını hesaplayanlar da olabilmektedir. Ne var ki özsermaye kârlılığı hesaplanırken, dönem sonu özsermaye yerine, formülümüzde kullandığımız gibi ortalama özsermayenin kullanılması daha uygun olacaktır. Çünkü dönem sonu özsermayenin içinde doğal olarak dönem net kârının kendisi de vardır. Fakat dönem içinde yaratılan kâr, özsermayenin içinde dönem sonu net kârın henüz bütünüyle olmadığı bir durumda yaratılmıştır.
Bunun dışında özsermaye karlılığı ile birlikte bakılması gereken başka oranlar da vardır. Bunların en başında piyasa/defter değeri oranı gelir. Şirkete yatırım yapmayı düşünen potansiyel bir yatırımcı, özsermayenin ne kadar kârlı kullanılabildiği kadar, mevcut özsermayeyi ne kadara satın alınabileceğine de bakar. Diğer bir deyişle; özsermaye kârlılığı şirketin 1 liralık özvarlığı ile ne kadar net kâr ettiği sorusuna cevap verirken; piyasa/defter değeri oranı da 1 liralık özsermayenin, mevcut piyasa koşullarında, kaç katına satın alınabileceği sorusunu aydınlığa kavuşturur.
Diğer yandan şirketin borçluluğu, yani kullandığı kaldıraç da özsermaye karlılığı ile ilişkilendirilerek değerlendirilmesi gereken bir başka değişkendir. Çünkü özsermaye kârlılığı, sermaye yapısına (borç/özsermaye oranı) duyarlıdır. Daha yüksek borçluluğu olan bir şirket, aynı düzeyde kâr eden fakat daha az borcu olan bir şirkete göre daha yüksek özsermaye kârlılığına sahip olacaktır. Bir başka deyişle kaynak dağılımda borç oranı artıkça, özsermaye kârlılığı da, hem aktif kârlığının (ROA) hem de yatırılan sermaye getirisinin (ROIC) üzerinde kalmaya devam edecektir. Bununla birlikte yüksek düzeyde bir borçluluğunun, özellikle zor zamanlarda, şirket açısından daha yüksek risklilik anlamına geleceği de göz ardı edilmemelidir.
Son olarak bir şirketin, örneğin dönemler itibariyle birikerek artan zararları varsa, bu özsermayeyi azaltır ve sonraki yıllarda kâra geçme durumda özsermaye kârlılığının da yüksek görünmesini sağlayabilir, çünkü oranın paydası küçülmüştür. Ancak bunun aynı zamanda şirketin finansal sağlığında kötüleşmeye işaret ettiği dikkate alınmalıdır.
Özsermaye Kârlılığı En Az Kaç Olmalıdır?
Her sektörün ortalama özsermaye kârlılığı farklıdır, bu yüzden tüm şirketler için "iyi" kabul edilen belirli bir ROE oranından bahsetmek ya da mutlak olarak şu kadarlık bir özsermaye kârlılığı yeterlidir diye bir genelleme yapmak sağlıklı bir yaklaşım olmayacaktır. Ancak şirketlerin faaliyet gösterdiği sektörün ortalama özsermaye kârlılık düzeyleri, incelemeye konu şirketin özsermaye kârlılığını yorumlamada bir referans kabul edilebilir.
Yine genel bir kaide olarak, bir şirketin özsermaye kârlığının yatırımcı açısından en az enflasyon kadar ya da risksiz faiz oranı kadar olmasının bekleneceği söylenilebilir. Öte yandan bu iki gösterge arasından risksiz faiz oranını kıyas unsuru olarak kabul etmek daha makul görünmektedir; çünkü bir yatırımcı, getirinin sadece enflasyondan daha yüksek olmasını değil, aynı zamanda risksiz faiz oranından da daha yüksek olmasını bekler. Çünkü risksiz faiz oranından daha yüksek bir getiri beklentisi olmadığı durumda, yatırımcı için fazladan bir risk almanın anlamı olmayacaktır.
Özetle, özsermaye kârlılığı özellikle uzun vadeli yatırım kararı alınırken bakılması gereken çok önemli bir orandır. Ki bu oran, bu özelliği sayesinde, özellikle değer yatırımcılarının gözde göstergeleri arasındadır. Fakat yalnızca, özsermaye kârlılığına bakılarak, resmin bütününü kavrayabilmek mümkün değildir; bu yüzden yatırım kararı alınırken, özsermaye kârlılığının yanı sıra; örneğin borçluluk düzeyi, piyasa çarpanları, özsermaye maliyeti, ROIC ve WACC gibi diğer finansal metriklerin de dikkate alınması gereklidir.
GCM Yatırım Farkıyla, Borsa İstanbul’da Yatırım Yapın
Geleceğinizin inşasına bugünden başlayın ve yarınlarınıza yatırımı ertelemeyin.
Öyleyse şimdi siz de GCM Yatırım’da kendiniz için bir Yatırım Hesabı başvurusu yapın ve tasarruflarınızı Borsa İstanbul’da değerlendirin.
Üstelik borsa hesabınız açılana kadar, dilerseniz GCM Yatırım’ın sunduğu eşsiz ayrıcalıktan siz de faydalanabilir ve kullanımı tamamen ücretsiz olan “Demo Hisse Hesabı” ile 100.000 TL sanal parayla hiç risk almadan Borsa İstanbul’da yatırım yapmanın deneyimini yaşayabilirsiniz.
GCM Yatırım ile Borsa Yatırımı Yapmak İçin Ücretsiz Demo Hesabınızı Şimdi Oluşturun