Piyasa Psikolojisi
Finans piyasalarında, varlık fiyatlarındaki değişimi doğru öngörebilmek için analiz yöntemlerini etkin kullanmak gerekmektedir. Temel, teknik ve psikolojik analizlerin ne olduğu, neden ve nasıl kullanıldığı bilindiğinde, yatırımların karlılıkları ile birlikte verimliliklerinin de arttığı görülmektedir.
Bahsettiğimiz analiz yöntemleri içerisinde, psikolojik analiz başlığı altında incelenmesi gereken bir konu da 'piyasa psikolojisi' olarak karşımıza çıkmaktadır. Psikolojik analiz denildiğinde akla gelen ilk kavram, finans piyasalarında işlem yapan kişinin sergilediği davranış biçimleridir. Ancak teknik ve temel analizi tamamlayıcı rol üstlenen bu yöntem içerisinde piyasa psikolojisi de ayrıca incelenmesi gereken önemli bir konu olarak yer almalıdır.
İlk olarak 1985 yılındaortaya çıkan 'sosyonomi'alanının da üzerinde çokça durduğu piyasa psikolojisi kavramı, insanların topluca sergilediği hareketlerinin sonuçlarını ve nedenlerini detaylandırmaktadır.
Öncelikle varlık fiyatlarında oluşan trendlerin nedenleri doğru anlaşılmalıdır. Çünkü 'piyasa beklentiyi fiyatlar ve gerçekleşen beklentiden çıkar' kuralı yine piyasa katılımcılarının toplu halde aynı yönde sergiledikleri davranışlarının bir sonucudur. Örneğin herkesin altın almaya başlaması, arz ve talep ilişkisine bağlı altının fiyatını artıracaktır. Değerli metalin grafiğinde de yukarı yönlü bir trend görülebilir ki, piyasa psikolojisi, söz konusu bu trendi ve nedenlerini inceleyerek yatırımcıya değerli bilgiler sunar. Yükselişin nedeni ve piyasa katılımcılarının neyi fiyatlayarak bu trende sebep olduklarının doğru anlaşılması ile var olan trend içinde işlemde kalınıp kalınmaması ya da yeni pozisyonların açılıp açılmaması hakkında öngörü oluşturulabilmesini sağlar. Tabi ki karar verme sürecinde temel ve teknik analiz ile birlikte psikolojik analiz bir bütün şeklinde çalışır ve birbirlerini tamamlar.
Örneğin bir merkez bankasının toplantısından sonra yapılan açıklamada, bankanın başkanının, enflasyonun ülkede yüksek olduğunu ve bunu düşürmek için hamle yapabileceklerini ifade ettiğini varsayalım. Yatırımcılar temel analiz bilgilerini kullanarak enflasyon ile mücadelede klasik merkez bankası politikasının, faiz artırımı olduğunu bilirler. Merkez bankası faizinin yükselmesi kısa vadede o ülkenin para biriminin değerlenmesi anlamına geleceği için, piyasa katılımcıları portföylerinde söz konusu para biriminin ağırlığını artırırlar. İleriki bir tarihte değer kazanacağını düşündükleri varlığa gelen talebin arması, henüz faiz artırımı yapılmadığı halde bu para biriminin değerinin artmasını sağlamaktadır. Haberin getirdiği ilk yükselişte yer alamayan işlem yapıcılar ise teknik analiz bilgilerini kullanarak, bu para birimi için yukarı yönlü trend içinde düşük seviyeler yakalamaya çalışarak sonradan bu fiyatlamaya katılabilirler.
Bu aşamadan sonra piyasa psikolojisi, trendin bitmesine neden olacak başka önemli bir gelişme olmaz ise, faiz artırımı gelene kadar yada bu beklenti bitene kadar trend yönünde hareketlerin daha güçlü olmasını sağlayacaktır. Tabi ki bu yönelim içerisinde çeşitli faktörler ile itim-çekim hareketleri muhakkak olacaktır. Ancak ana yönü belirleyen etken, temel ve teknik analizi yorumlayan piyasa katılımcılarının aynı yönlü almış olduğu pozisyonlardır. Eğer oluşan bir trendin sebebi biliniyorsa, hangi faktörün ortadan kalkması halinde trendin son bulabileceği de doğru tespit edilebilir. Örneğimize, yapılan fiyatlamaların sonunda faiz artırımının yapılması halinde pozisyon kapamaların gelmesi, para biriminde 'gerçekleşen beklentiden çıkılması' ile kısa süreli değer kayıplarının izlenebileceğini de eklemeliyiz. Bununla birlikte merkez bankasının faiz artırımına gitmemesi, beklentilerin boşa çıkması anlamına gelecekken, ilgili para biriminde sert değer kayıplarının yaşanmasına neden olabilir. Piyasa katılımcıları oluşan beklenti ile aldıkları dövizden çıkış yaparak, ülkenin para biriminin arzının artmasına ve değerinin düşmesine neden olurlar.
Finansal piyasalar içerisindeki her türlü pazarda geçerli olan piyasa psikolojisi kavramı, tüm yatırımcıların ekonomik verileri doğru yorumlayarak pozisyon aldığını varsayar. Ancak tabi ki gerçek piyasalarda durum böyle değildir. Dolayısı ile kazananlar ile zarara uğrayanlar arasındaki fark, analiz yöntemlerinin psikolojik faktörler ile doğru bir şekilde birleştirilmesinden kaynaklanmaktadır. İnsanların neyi, neden aldığı ya da yatırım yapmak için kendilerini nasıl hissettikleri, dünya genelinde birçok araştırmanın konusu olmuştur. Sosyonomi biliminin önermelerinden bir tanesi bu duruma farkı bir bakış açısı kazandırmıştır. 'Borsa yükseldiği için insanlar mutlu' ifadesi, bu görüşü savunanlar için yanlış bir söylemdir.Sosyonomiye göre doğru olan 'Herkes mutlu olduğu için borsa yükseliyor' önermesidir.