Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)

Portföy Çeşitlendirme: Yöntemler, Avantajlar ve Stratejiler

Evren Deniz - Kurumsal İçerik Uzmanı

Yatırımcılar kâr beklentilerine mümkün olan en az risk içerecek şekilde ulaşabilmek maksadıyla, ellerindeki fonları finansal varlıklar arasında dağıtarak etkin bir şekilde yönetmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda yatırım ve çeşitlendirme risk yönetimi çerçevesinde birbirleriyle ayrılmaz bir bütündür ve çeşitlendirme bir portföy içinde farklı yatırımların bir karışımını oluşturmayı içeren bir portföy yönetim stratejisidir.

Çeşitlendirilmiş bir portföyde, herhangi bir tek varlığa ait risklere maruz kalmayı sınırlamak amacıyla birden fazla hisse senedi veya yatırım araçları bir arada tutulur. Bu tekniğin ardındaki mantık, farklı yatırım araçlarından (hisse senetleri, tahvilleryatırım fonlarıkıymetli madenleremtialar, forex ve hatta kripto para varlıklarının tümü farklı yatırım aracı kapsamı içinde düşünülebilir) oluşan bir portföyün sistematik olmayan riske daha az maruz kalmasını sağlamaktır.

Portföy Çeşitlendirmenin Avantajları

Portföy çeşitlendirmesi, alınan risk düzeyinde, getiri potansiyelini optimum seviyeye çıkarmayı amaçlar. Portföy çeşitlendirmenin avantajlarını anlamak için basit bir örnek üzerinden bu kavramı açıklayabiliriz.

Diyelim ki elinde 100.000 TL’si olan bir yatırımcı vardır ve bu yatırımcı tüm parasını tek bir hisse senedine, örneğin A şirketinin hisselerine yatırıyor. Bu durumda, örneğin A şirketinin finansallarının kötüleşmesi veya piyasa genelinde olumsuz bir haber çıkması sonucunda, A hisse senedinin değerinde düşüş yaşanırsa, bu olasılık yatırımcının elindeki tüm tasarrufları üzerinden zarara uğramasına sebep olacaktır.

Şimdi de, yatırımcının tüm parasını tek bir hisse senedine ve tek bir yatırım aracına yönlendirmek yerine, piyasa beklentileri ve risk iştahı çerçevesinde şu şekilde bir portföy çeşitlendirmesi yapmaya karar verdiğini varsayalım:

  • %25 (25.000 TL) teknoloji sektöründeki bir hisse senedi (A Şirketi)
  • %25 (25.000 TL) sağlık sektöründeki bir hisse senedi (B Şirketi)
  • %25 (25.000 TL) devlet tahvilleri/vadeli mevduat
  • %25 (25.000 TL) altın, gümüş ya da tarımsal emtialar

Bu durumda yatırımcı, portföyünü dört farklı varlık sınıfına dağıtmış, diğer bir ifadeyle çeşitlendirmiş olacaktır. Şimdi de bu çeşitlendirmenin avantajlarını inceleyelim:

Risk Azaltma

Farklı sektörlerde ve varlık sınıflarında yatırım yapmak, yatırımcının karşı karşıya kalacağı sistematik olmayan riski azaltır. Örneğin, A şirketi kötü performans gösterse bile, B şirketi veya devlet tahvilleri bu kaybı telafi edebilir.

  • Senaryo: Teknoloji sektöründe bir kriz yaşanır ve A Şirketi'nin hisseleri %20 değer kaybederse, yatırımcının A hissesinden kaybı 5.000 TL olacaktır. Ancak diğer yatırımlar A şirketinden bağımsız olarak iyi performans göstererek aynı sürede %5 değer kazanırsa, 3.750 TL kâr edilir. Bu durumda uğranılan zarar (3.750 TL-5.000 TL=1.250 TL), paranın tamamın tek bir araçta tutulmasına kıyasla çok daha sınırlıdır.

Portföyün Optimizasyonu ve Etkin Sınır Eğrisi

Modern portföy yönetimi, belirli bir risk seviyesinde en yüksek getiriyi sağlayacak varlık dağılımını hedefler. Eğer yatırımcı portföyünü etkin sınır eğrisine göre optimize etmişse, bu durumda beklenen getiri ve riski tahmin edebilir.

  • Senaryo: Yatırımcı, teknoloji ve sağlık sektöründeki hisseler, devlet tahvilleri ve altının getirilerini ve risklerini analiz ederek, bu varlıkların optimal kombinasyonunu belirlemiştir. Bu şekilde, belirli bir risk seviyesinde en yüksek getiriyi hedeflemiştir. Örneğin, yatırımcının oluşturduğu portföyün riski %8’ken (volatilite), %12 yıllık beklenen getiri içeriyor olabilir.

Likidite Yönetimi

Çeşitlendirilmiş bir portföy, yatırımcının acil nakit ihtiyaçlarını karşılayabilmek için daha fazla esneklik sağlar.

  • Senaryo: Yatırımcı acil bir nakit ihtiyacı doğduğunda hisse senedi, devlet tahvilleri veya altın gibi likit varlıklardan en uygun gördüğünü nakde çevirebilir. Bu esneklik, yatırımcının finansal açıdan daha rahat olmasını sağlar.

Özetle, tüm yatırımı tek bir varlık veya sektöre yapmak yerine, plasmanın farklı varlık sınıflarına yayılması, yatırım riskini azaltarak piyasa dalgalanmalarına karşı daha dayanıklı bir portföy oluşturulmasına imkân tanır.

Portföy Çeşitlendirme Nasıl Yapılır?

Portföy çeşitlendirmesi yaparken ilk adım risk iştahınıza, mevcut piyasa beklentinize ve vade ufkunuza bağlı olarak farklı yatırım araçları arasındaki dağılımın nasıl yapılacağına karar vermek olmalı. Diğer bir ifadeyle oluşturacağınız portföyde; hisse senetleri, borçlanma araçları, emtia, döviz gibi farklı yatırım araçlarına ne kadarlık fon tahsisi yapılacağınıza karar vermeniz ilk aşama için önemlidir.

Varlık sınıfları açısından bakıldığında hisse senetleri yüksek getiri vadeder fakat görece olarak daha risklidir; sabit getirili ve özellikle düşük durasyonlu borçlanma araçları ise bu noktada riski dengeler. Diğer taraftan emtialar ise genellikle enflasyona ve jeopolitik risklere karşı dirençlidir. Portföyde yine belirli ölçüde nakit ve döviz bulundurulması ise, hem döviz riskini azaltır hem de likit bir araç olması dolayısıyla değişen koşullar karşısında hızlı aksiyon almayı kolaylaştırır.

Bu noktada risk toleransı yüksek agresif bir yatırımcı daha fazla hisse senedi, daha az borçlanma aracı tercih ederken; daha muhafazakar bir yatırımcı tam tersini yapabilir. Ayrıca yaşınız, şu anki ve gelecekteki iş olanaklarınız, borcunuzun olup olmaması gibi unsurlar da portföyünüzde riskli varlıklara ne kadar yer ayıracağınız kararında belirleyicidir. Dolayısıyla bu faktörler değiştikçe, yatırım stratejileriniz ve portföy dağılımı tercihleriniz de değişebilir. Örneğin, yaşınız ilerledikçe daha muhafazakâr bir portföye geçiş yapabilirsiniz. Benzer şekilde yaşamınızda mali durumunuzu etkileyecek olumlu ya da olumsuz gelişmeler de, varlık tahsisi tercihinizi etkileyecektir. Bu açıdan genel stratejiniz sürekli revize edilmeyecek olsa da, gerekli durumlarda değişiklik yapmaya yetecek kadar esnek olmalıdır.

Varlık dağılımı yapıldıktan sonra ise portföy içerisinde yer alan, örneğin hisse senedi kompozisyonunda kaç hisseye yer vereceğiniz ve bunu yaparken sektörel ve hatta coğrafi dağılımı nasıl yapacağınız adımına geçilebilir. Elbette bu adımda, örneğin hisse senedi alırken, hangi hisselerin tercih edileceği ayrı bir analiz konusu olacaktır. Benzer şekilde borçlanma araçlarından hangisinin/hangilerinin seçileceği, hangi emtia grubuna yatırım yapılacağı ya da nakdin hangi para biriminde/birimlerinde tutulacağı gibi tercihler de bu aşamada belirlenebilir ve bunlar için piyasa analizi yapılması gerekir.

Öte taraftan modern portföy yöntemi bağlamında çeşitlendirme yapılırken, burada yatırım araçları arasındaki dağılımı, optimum risk-getiri kombinasyonunu sağlayacak şekilde ayarlanır. Bu süreçte, varyans ve kovaryans hesaplamaları kullanılarak risk ve getiri dengesi sağlanır; ancak bu hesaplamaları yapmak için ek bir programa ihtiyaç vardır.

Portföy çeşitlendirmesi için örnek bir dağılım şu şekilde olabilir:

  • Hisse Senetleri (%50):
    • Sektörel Dağılım: Teknoloji (%20), Sağlık (%10), Finans (%10), Enerji (%10)
    • Coğrafi Dağılım: Türkiye (%30), ABD ve Avrupa (%10), Asya (%10)
  • Borçlanma Araçları (%30):
    • Devlet Tahvilleri (%15)
    • Hazine Bonosu (%15)
  • Emtialar (%10):
    • Altın (%5)
    • Petrol (%3)
    • Tarım Ürünleri (%2)
  • Döviz (%10):
    • USD (%5)
    • EUR (%3)
    • Diğer Para Birimleri (%2)

Portföy Çeşitlendirme Yöntemleri

Risk yönetimi bilgisi, yatırım yapanlar temel bir gerekliliktir. Geleneksel portföy yönetiminde sezgiler, kişisel tecrübe ve bilgi birikimi ön plana çıkar. Bu yaklaşıma göre oluşturulan portföylerde, farklı sektör ve şirketlerden hisse senetleri ve tahvillere yer verilerek çeşitlendirme yapılır ve bu yolla sistematik olmayan riskin azaltılması hedeflenir. Ancak geleneksel ekolde, portföydeki menkul kıymetlerin getirileri arasındaki ilişkiye fazla önem verilmez ve bu yöntem, ne kadar çok çeşitlendirme yapılırsa, sistematik olmayan riskin o kadar düşük olacağı düşüncesine dayanır. Ancak, bu yaklaşım odaklı yatırımdan kişiyi uzaklaştırabilir ve çok sayıda çeşitlendirme portföy performansının ortalama getiriye yakınsamasına sebep olabilir.

Diğer taraftan Harry Markowitz ismiyle birlikte anılan ve daha sonraları Bill Sharpe’ın ortaya koyduğu Sermaye Varlıklarını Fiyatlama Modeli (CAPM) ve Eugene Fama’nın Etkin Piyasalar Hipotezi ile daha geliştirilen modern portföy yönetimi ise, farklı menkul kıymetler arasındaki getiri ve risk ilişkisini de hesaba katan bir çeşitlendirme anlayışı sunar.

Modern portföy yönetimi ekolünde çeşitlendirme yöntemi, istatistiksel araçlarla niceliksel bir düzlemde ele alınır ve bu bağlamda çeşitlendirme yoluyla riskin azaltılabilmesi için menkul kıymetler arasında negatif korelasyon olup olmadığı incelenir. Çünkü portföyde bulunan menkul kıymetlerin getirileri aynı yönde ve şiddette hareket ediyorsa, çeşitlendirme yöntemi risk azaltıcı özelliğini yitirir.

Modern portföy teorisi, yatırımcıya aynı beklenen getirinin, portföydeki menkul kıymetlerin farklı oranda ağırlıklandırılmış kombinasyonlarıyla daha düşük risk düzeyinde nasıl hedefleyebileceğinin yolunu gösterir.

Ancak her koşulda, belirli bir risk düzeyinde ulaşılabilecek beklenen getiri düzeyinin bir sınırı vardır ve bu sınır "etkin sınır eğrisi" olarak bilinir. Bu sınırın aşılması için daha yüksek riskli enstrümanların belirli bir oranda portföye eklenmesi gerekir.

Yatırım ve Portföy Çeşitlendirme Stratejileri

Belirli bir ağırlıklandırma ile çeşitlendirmiş bir portföyün, içerisindeki varlıkların değer artış veya kaybı sonucu ağırlandırma oranlarında değişim yaşanır. Ayrıca, değişen piyasa koşulları ve beklentiler çerçevesinde de portföyde aktif bir şekilde rotasyonlar yapılabilir.

Pasif bir çeşitlendirme stratejisi takip edilmek istendiğinde, portföy ağırlandırması belirli aralıklarla (aylık, 3 aylık, yıllık vb.) yine aynı varlık tahsis oranlarına çekilmek üzere dengelenir.

Diğer taraftan aktif yönetim stratejisinde ise, periyodik sabit alımlar ile maliyeti ortalama taktiği izlenebilir ya da stratejik/taktiksel varlık dağılımı gibi yöntemler kullanılarak, portföydeki varlıkların ağırlıkları piyasa koşullarına göre sürekli olarak optimize edilebilir. Aktif yönetim, daha dinamik ve fırsat odaklı bir yaklaşımdır ve yatırımcının piyasa trendlerine ve yatırımcı ilgisine göre hızlı bir şekilde aksiyon almalarını içerir.

Sıkça Sorulan Sorular

Portföy çeşitlendirme, yatırım yapacağınız fonu farklı varlık sınıfları veya yatırım araçları arasında dağıtmak anlamına gelir.

Çeşitlendirme yatırımların piyasa oynaklıklarından daha az etkilenmesini sağlamanın yollarından biridir. Çeşitlendirilmiş bir portföy, birden çok yatırım içereceği için, bir menkul kıymetin değerindeki düşüş başka birindeki değer artışıyla dengelenebilir.

Portföy çeşitlendirme stratejileri arasında pasif ve aktif yönetim stratejileri bulunur. Pasif stratejide, varlıklar belirli aralıklarla dengelenir ve aynı varlık tahsis oranlarına çekilir. Aktif stratejide ise, yatırımcılar maliyet ortalama taktiği veya stratejik/taktiksel varlık dağılımı gibi yöntemlerle portföydeki varlıkların ağırlıklarını piyasa koşullarına göre sürekli optimize ederler.

Risk iştahınıza, piyasa beklentilerinize ve vade ufkunuza göre hisse senetleri, borçlanma araçları, emtialar ve döviz arasında dağılım yapılır. Varlık dağılımını belirledikten sonra hangi hisselerin seçileceği, sektörel ve coğrafi dağılımın nasıl yapılacağı planlanır.

Hangi yatırım araçlarının hangi ağırlıkta portföyde bulunacağı kişisel hedefler, risk toleransı ve yatırım süresine göre değişir. Ancak genel olarak, bir portföyde hisse senetleri, tahviller, emtia ve belirli oranda nakit/döviz bulunabilir. Her yatırımcı, kendi durumuna ve hedeflerine uygun bir denge sağlamalıdır.

DENEMEYE İLE BAŞLAYIN

Denemeye başla butonuna tıklayarak GCM'den elektronik ileti almayı, kullanım koşullarını, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin aydınlatma metni ve izin Formu'nu kabul ediyorum.
Diğer Makaleler
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), aktif çalışma hayatı içinde olan veya olmayan kişilerin ek bir emeklilik getirisi oluşturmaları ve birikim yapmalarını sağlamaları amacıyla yasal mevzuat ve devlet desteği ile oluşturulmuş bir sistemdir ...
Hisse Senedi Analizi ve Yöntemleri: Bilinçli Yatırımın Anahtarı "En iyi yatırım, bilgiye yapılan yatırımdır." derken kastettiğimiz, bilinçli yatırım kararları alabilmek için piyasanın derinlemesine tanınması ve borsada kull ...
Fiyat ve değer, genellikle birbiriyle karıştırılan ancak aralarındaki farkı anlamanın yatırım dünyasında kritik öneme sahip olduğu iki ayrı kavramdır. Bir hisse senedinin mevcut piyasa fiyatını öğrenmek için piyasa ekranına bakm ...
Finansal planlama, bireylerin veya kurumların mevcut mali durumlarını analiz edip, gelecekteki ihtiyaçlarını öngörmelerini sağlayan bütüncül bir yaklaşımdır. Bu süreç, finansal hedeflerin net bir şekilde ta ...
Gelecekte gerçekleştirmek isteğiniz tüm finansal güç gerektiren hayalleriniz için bir finansal hedef belirlemek ve buna yönelik bir finansal plan oluşturmak her zaman için iyi bir fikirdir. Ancak harcamaları ...
Finansal Planlama Nedir? Kişisel Finans Yönetimi ve Finansal Planlama Türleri Modigliani, Ando ve Brumbery tarafından geliştirilen hipoteze göre, bugünkü tüketim harcaması bireylerin ömür boyu elde etmeyi bekl ...
ÜCRETSİZ DENEME HESABI İLE RİSK ALMADAN DENEMEYE BAŞLAYIN!
Denemeye başla butonuna tıklayarak GCM'den elektronik ileti almayı, kullanım koşullarını, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin aydınlatma metni ve izin Formu'nu kabul ediyorum.
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.