Lisanslı ve Geniş Yetkili Aracı Kurum - Lisans No: G-039 (398)

Yİ-ÜFE ve TÜFE Nedir? Tanımları, Farkları ve Ekonomiye Etkileri

Evren Deniz - Kurumsal İçerik Uzmanı

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ve Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), fiyatlar genel seviyesindeki sürekli değişimleri ölçen temel göstergelerdir. Bu endeksler, belirli bir hesaplama metoduyla oluşturulur ve ilgili ayı takip eden her ayın 3’ünde (hafta sonuna denk gelirse ilk iş günü) TÜİK tarafından açıklanır.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’ın (TCMB) temel hedefi, ekonomide fiyat istikrarını sağlamaktır ve buradaki fiyat istikrarı hedefinin odak noktası genellikle TÜFE'dir. Ancak, Yİ-ÜFE de üretici maliyetlerindeki değişimleri yansıtarak, bu maliyetlerin TÜFE üzerindeki olası etkilerinin değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar.

Bu nedenle, Yİ-ÜFE ve TÜFE, genel fiyat hareketlerini hem üretici hem perspektifinden analiz ederek, ekonominin nabzını tutmak isteyen herkesin yakından takip etmesi gereken en önemli makroekonomik göstergelerin başında gelmektedir.

Yİ-ÜFE ve TÜFE Tanımları

İlk önce ÜFE ya da tam kısaltmasıyla “Yİ-ÜFE nedir?” sorusuyla başlayalım. Buna göre Yİ-ÜFE, ekonomide üretimi yapılan farklı sanayi mallarının üretici düzeyinde oluşan fiyat değişmelerini ölçme maksadıyla oluşturulan bir fiyat endeksidir. 

Diğer taraftan TÜFE ise, tüketiciler tarafından satın alınan mal ve hizmetlerin bir sepet halinde fiyatlarındaki sürekli değişim oranını ölçen bir fiyat göstergesidir. 

Dikkat edilecek olunursa “TÜFE nedir?” sorusunun cevabında da yine “genel fiyat düzeyindeki sürekli” değişimler ifadesi bulunur; ancak aradaki temel fark TÜFE’nin, Yİ-ÜFE’den farklı olarak fiyat değişimlerini tüketici düzeyinde yansıtmak amacıyla, farklı bir kapsamla hesaplanmasıdır. 

TÜİK, TÜFE enflasyon oranının tespiti için hanehalklarının en çok tükettiği mal ve hizmetlerden oluşan bir sepet hazırlar. Bu sepette, temel gıda maddeleri (ekmek, süt, yumurta, et, çay, sebze, meyve) ile kira, elektrik, doğalgaz, su ve telefon faturaları gibi düzenli ödemeler yer alır.

2024 yılı itibarıyla 406 maddeden oluşan bu sepette, sigara, benzin, eğitim, sağlık, giyim ve ev eşyası gibi hanehalkının tüketim harcamalarında önemli yer tutan tüm mal ve hizmetler bulunur. Dolayısıyla TÜFE, bu tür bir sepet üzerinden son tüketiciye yansıyan fiyat değişimlerini ölçer.

Yİ-ÜFE ve TÜFE Arasındaki Farklar

Yİ-ÜFE ve TÜFE arasındaki en belirleyici farklılaşma, hesaplama ve kapsam farklarından kaynaklanmaktadır.

Yİ-ÜFE hesaplanırken, bu hesaplama çeşitli sanayi ürünlerinin (vergiler hariç) satış fiyatı üzerinden yapılır. Ancak TÜFE hesaplaması nihai tüketiciyi dikkate aldığından vergileri de içerir. Bu fark aynı zamanda, fiyatlarında vergi payı yüksek olan akaryakıt gibi ürünler üzerinden, TÜFE ile Yİ-ÜFE arasındaki farklılaşmaya sebep olan önemli bir faktördür.

Kapsam açısından değerlendirildiğinde ise, Yİ-ÜFE yalnızca sanayi sektörünün yurt içinde ürettiği malları içerirken; TÜFE sepeti, yurt içi ve yurt dışı mallarının yanı sıra hizmet fiyatlarını da kapsar.

Diğer taraftan, gerek Yİ-ÜFE gerekse TÜFE’deki artışın, tek bir malın değil, fiyatların genel düzeyinin sürekli bir artış göstermesi anlamına geldiğini unutmamak gerekir. Diğer bir ifadeyle, sadece bazı malların fiyatlarının sürekli artması ya da tüm malların fiyatlarının bir sefer artması enflasyon demek değildir.

Örneğin, bir fırının ürettiği ekmeğin maliyetini ele alalım. Bu maliyet, un, maya, enerji (doğalgaz, elektrik) gibi üretim girdilerinden oluşur. Fırının bu girdilerdeki fiyat değişimleri vergiler hariç olmak üzere Yİ-ÜFE'ye yansır.

Diğer taraftan, TÜFE ise, tüketicinin fırından ya da marketten aldığı ekmeğin son fiyatını esas alır ve bu fiyat içerisinde, marketin kar marjı ve vergiler de bulunur.

Yİ-ÜFE ve TÜFE Nasıl Hesaplanır?

Yİ-ÜFE; Enerji, Ara Malları, Dayanıklı Tüketim Malları, Dayanıksız Tüketim Malları, Sermaye Malları, Madencilik ve Taş Ocakçılığı, İmalat, Elektrik-Gaz-Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı, Su Temini olarak farklı sanayi kollarından toplanan verilerle hesaplanır.

TÜFE’de ise; Gıda ve Alkolsüz İçecekler, Alkollü İçecekler ve Tütün, Giyim ve Ayakkabı, Konut, Ev Eşyası, Sağlık, Ulaştırma, Haberleşme, Eğlence ve Kültür, Eğitim, Lokanta ve Oteller, Çeşitli Mal ve Hizmetler ana gruplarından derlenen veriler esas alınır. 

TÜFE sepetinde yer alan mal ve hizmetler ile, ilgili mal ve hizmetlerin sepet ağırlıkları, her yıl hanehalklarının en güncel tüketim yapısını yansıtacak şekilde güncellenir. 

Zincirleme (Laspeyres) Endeksi hesaplamasında, 2003=100 yılı baz alınarak fiyat değişimleri ölçülür. Laspeyres fiyat endeksi, baz yılındaki mal ve hizmet sepetinin fiyatlarının zaman içindeki değişimini gösterir. Bu endeks, tüketicilerin baz yılda aldıkları ürünlerin, cari yılda ne kadar daha pahalı hale geldiğini ölçen bir yöntemdir.

Zincirleme endeksi hesaplamasında her yıl, TÜFE sepetindeki mal ve hizmetlerin ağırlıkları, o yılın harcama verilerine göre güncellenir. Buna göre, her yılın Aralık ayında o yılın harcama verilerine dayanarak yeni ağırlıklar belirlenir ve bu ağırlıklar bir sonraki yıl boyunca sabit kalır. Bu sayede, Laspeyres endeksi için gerekli olan sabit ağırlıklar sağlanır ve yıllar arasında zincirleme bir bağlantı kurulur.

Yİ-ÜFE’nin TÜFE’e Etkisi ve Aralarındaki Makas Açıklığı

Yİ-ÜFE’nin üretici kanadında yarattığı maliyet baskısı sebebiyle TÜFE’ye yansıması beklenir. Dolayısıyla Yİ-ÜFE ile TÜFE arasında genel bir kaide olarak bir ilişki olduğunu söylemek mümkündür. Ancak bu ilişki zaman zaman artıp azalabilir, diğer bir deyişle, Yİ-ÜFE ile TÜFE verileri arasında makas açıklığı değişken olabilir.

Yukarıdaki grafikte, 10 yıllık bir zaman zarfında yıllık Yİ-ÜFE (mavi çizgi) ile TÜFE (gri çizgi) oranlarını görüyoruz. Buna göre Yİ-ÜFE’nin, TÜFE’yi etkilediğini söylemek mümkündür. Özellikle iki verinin yıllık ortalamaları alındığında, aradaki ilişkinin daha da belirginleştiği görülebilir. 

Ancak bu ilişkide zaman zaman kopukluklar ve aradaki makas arasında açılıp kapanmalar olduğu da görülüyor. Örneğin, 2020-2021 yılları arasında Yİ-ÜFE güçlü bir şekilde yükselmeye başlıyor ve 2022 senesinde zirve yapıyor. Buna karşın TÜFE’deki yükseliş ÜFE’ye göre daha gecikmeli olurken, aynı zamanda daha sınırlı kalıyor. Peki, bu farklılaşma neden kaynaklanıyor olabilir?

İlk olarak, yukarıda da kısaca değindiğimi üzere, arada vergi etkisi söz konusudur. Çünkü vergiler, maliye politikalarıyla yönlendirilen piyasa dışı bir faktördür ve Yİ-ÜFE hesaplamasında vergiler hariçte bırakılırken, TÜFE'de vergiler de hesaplamaya dâhil edilmektedir.

Öte taraftan Yİ-ÜFE, yalnızca sanayi mallarını kapsarken, TÜFE sepeti sanayi, hizmet ve tarım sektörlerini içeren daha geniş bir mal ve hizmet grubunu kapsar. Ayrıca, Yİ-ÜFE doğası gereği, TÜFE'ye göre döviz kuru, tedarik zinciri ve ithalat fiyatlarındaki şoklara daha duyarlıdır.

Son olarak, maliyet baskıları her zaman nihai fiyatlara tam olarak yansıtılamayabilir ve bu da aradaki makasın açılmasına etki eder. Tüm bu nedenlerden dolayı, Yİ-ÜFE ve TÜFE verileri arasındaki sıkı ilişkiye rağmen, bu ilişkinin her zaman bire bir olması beklenmez.

TÜFE'nin Ekonomi Üzerindeki Etkileri

Enflasyon, bir ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarında sürekli ve genel yayılan fiyat artışını ifade ederken; çağımızda birçok merkez bankasının temel hedefi, enflasyonu kontrol altında tutarak istikrarlı bir yapıya oturtmak, diğer bir ifadeyle fiyat istikrarını sağlamaktır. 

Fiyat istikrarı ise para politikasının uzun dönemli temel amaçları olan büyüme ve istihdama yönelik, ekonomik birimlerin karar alma süreçlerinde etkili olmayacak ölçüde düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını ifade eder. Söz konusu bu oran, gelişmiş ülkeler için %2, gelişmekte olan ülkeler açısından da %5’ten daha düşük bir orana işaret eder. Dolayısıyla bu oranlardaki bir enflasyon seviyesi olumsuz değil, bilakis ekonomik büyüme ve istihdamı destekleyici niteliktedir.

Diğer taraftan, yüksek enflasyon ya da fiyat istikrarsızlığı, bireylerin ve firmaların fiyatları doğru algılamasını zorlaştırarak sağlıklı kararlar almasını engeller. Bu durum, geleceğe yönelik belirsizliği artırarak tüketici güvenini düşürür ve uzun vadeli yatırımlar ile planların ertelenmesine yol açarak ekonomik büyüme ve istihdamı olumsuz etkiler.

Enflasyonun yarattığı belirsizlik ortamında yatırımcılar daha yüksek getiri talep eder ve reel faizler yükselme eğilimine girer. Yükselen reel faizler borçlanma maliyetlerini yükseltir ve bu da yatırımların azalmasına sebep olur. Ayrıca yüksek reel faizler, sermayenin üretken olmayan varlıklara yönelme eğilimi de artırır. Azalan yatırımlar ve dengesiz ekonomik büyüme, istihdama da olumsuz yansır.

Benzer şekilde fiyat istikrarsızlığı dış ticaret dengesine de negatif etkiler ve ülkenin rekabet gücünü zayıflayabilir. Ayrıca, böyle bir ortamda yabancı sermaye daha kısa vadeli olacağı için ekonomik kırılganlık artabilir.

Özetle enflasyon, tüm ekonomik birimler üzerinde önemli etkilere sahiptir ve bu nedenle bir ekonomide fiyat istikrarının sağlanması, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve refah için son derece hayati bir gerekliliktir.

Enflasyonun Kira Artış Oranı Üzerindeki Etkisi

Öncelikle enflasyon ve kira artış oranları arasındaki ilişkide bir iç içelik söz konusu olduğunu belirtmek gerekir. Çünkü yüksek enflasyon ortamında kira artış oranlarında da artış eğilimi görülürken; öte taraftan, kira artış oranları da enflasyonun bir bileşeni olarak, enflasyon üzerinde baskı yaratabilir. Diğer bir ifadeyle kendi kendini besleyen “yerleşik enflasyon” olguna yol açabilir.

Sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesinin akdi sırasında, taraflar kira tutarını Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) genel hükümleri saklı kalmak kaydıyla, aralarından serbestçe belirlerler. Ancak kira yenilemesi sırasında belirlenecek kira artış oranı tavan sınırı yasal düzenlemelere tabidir ve mevcut yasal düzenlemede TÜFE referans olarak yer almaktadır.

TBK 344/f.1 hükmü uyarınca kira artış oranının “bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla” belirlenebileceği hükmü yer almaktadır. Bu bakımdan TÜFE’nin kira artış oranları üzerinde tavan oranı anlamında sınırlayıcı bir etkisi bulunduğu açıktır.

Sıkça Sorulan Sorular

Yİ-ÜFE (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi), üretici düzeyindeki fiyat değişimlerini ölçerken; TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi), nihai tüketicinin satın aldığı mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki sürekli değişimleri ölçer. Dolayısıyla Yİ-ÜFE üretici maliyetlerindeki, TÜFE ise tüketici fiyatlarındaki değişimi yansıtır.

TÜFE, hanehalklarının tüketim harcamalarında ağırlıklı olarak yer alan 406 maddelik mal ve hizmetten oluşan bir sepet üzerinden hesaplanır. Bu sepetteki mal ve hizmet fiyatlarındaki değişim oranları, ağırlıklı olarak hesaplanarak tüketici fiyat endeksini oluşturur.

Yüksek Yİ-ÜFE, üretici maliyetlerini artırarak TÜFE'yi yükseltebilir. TÜFE, kira artış oranlarının tavan sınırının belirlenmesinde kullanılır, bu nedenle TÜFE kira artışını da etkileyebilir.

Evet, Yİ-ÜFE ile TÜFE arasında bir ilişki vardır. Yİ-ÜFE'deki artış, üretici maliyetlerinde baskı yaratarak zamanla TÜFE'yi etkiler. Ancak bu ilişki her zaman bire bir oranında gerçekleşmeyebilir.

Yüksek TÜFE, tüketicilerin alım gücünü düşürerek yaşam maliyetlerini artırır. Bu durum, tüketim ve tasarruf davranışlarını olumsuz etkileyebilir. Öte taraftan yüksek enflasyon, merkez bankalarının faiz oranlarını yükseltmesine yol açarak borçlanma maliyetlerini artırır. Bu da yatırımların azalmasına ve ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olabilir. Ayrıca tüketici güveni de düşük enflasyon ortamlarında artarken, yüksek enflasyon dönemlerinde gerileme eğilimi sergiler.

DENEMEYE İLE BAŞLAYIN

Denemeye başla butonuna tıklayarak GCM'den elektronik ileti almayı, kullanım koşullarını, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin aydınlatma metni ve izin formu'nu kabul ediyorum.
Diğer Makaleler
Borsada, VİOP’ta ya da farklı bir piyasada işlem yaparken, piyasa emirleri (market orders), limit emirler (limit orders), piyasadan limite emirler (market to limit orders), kalanı iptal et emirleri (fill and kill), gerçekleşmezse iptal e ...
Bireysel emeklilik fonları; Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), kapsamında emeklilik şirketleri tarafından oluşturulan ve katılımcıların birikimlerini değerlendirmek amacıyla çeşitli yatırım araçlarına yönlendirilen fonlardır. BES f ...
Uluslararası döviz piyasası ya da daha yaygın adıyla Foreks (FX) piyasası, dünyanın en  yüksek işlem hacimli ve en likit finansal pazarlarından birisidir. Bank for International Settlements (BIS) tarafından yayımlanan 2022 raporun ...
Faiz, borç alınan paranın maliyetini ya da borç verildiğinde elde edilen kazancı ifade eder. Örneğin, bankadan kredi aldığınızda, geri ödemeniz gereken miktar anaparanın üzerinde bir tutar olur ve aradaki fark faizdir. Be ...
Yatırım, geleceğe yönelik bir eylemdir ve risk, gelecekteki belirsizlik dolayısıyla bir yatırımın hedeflenen kazançtan sapma olasılığı ile ilişkili bir kavramdır. Geleceğin belirsiz oluşu, her yatırımın az ya da çok risk içe ...
Para birimleri, değişim aracı olarak kullanılma, hesap birimi olma ve değer biriktirme işlevleriyle, ticaretin ve finansal işlemlerin küresel çapta güvenli ve istikrarlı bir şekilde yürütülmesine modern ekonomilerin te ...
ÜCRETSİZ DENEME HESABI İLE RİSK ALMADAN DENEMEYE BAŞLAYIN!
Denemeye başla butonuna tıklayarak GCM'den elektronik ileti almayı, kullanım koşullarını, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin aydınlatma metni ve izin formu'nu kabul ediyorum.
Yardıma mı ihtiyacınız var? Müşteri temsilcimize merhaba deyin!
Web sitemizi ziyaret eden kullanıcılara mümkün olan en iyi yatırım deneyimini sunabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.